YOLCUYA GİDİŞ SEBEBİNİ SORMA ÇÜNKÜ BAHANESİNİ VALİZİNDEN ÖNCE HAZIRLAMIŞTIR

(Toplumsal İlişkiler 1264)

اٰمَنَ الرَّسُولُ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْهِ مِنْ رَبِّهٖ وَالْمُؤْمِنُونَؕ كُلٌّ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَمَلٰٓئِكَتِهٖ وَكُتُبِهٖ وَرُسُلِهٖؕ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ اَحَدٍ مِنْ رُسُلِهٖࣞ وَقَالُوا سَمِعْنَا وَاَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَاِلَيْكَ الْمَصٖيرُ
“Elçi Rabbinden kendisine tüm indirilenlere iman etti, mü’minler de iman ettiler. Onlardan herbiri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inanırlar. O’nun elçilerinin hiçbiri arasında ayırım yapmazlar ve işittik itaat ettik, bizi bağışlamanı dileriz. Zira bütün yolculukların varış yeri sensin, derler.” (Bakara/285)

Sabahattin Ali’nin; “yolcuya gidiş sebebini sorma çünkü bahanesini valizinden önce hazırlamıştır” sözü ayrılıkların nedenini verir gibidir. 

Mutlaka bir bahane bulacaktır. Sen onun gideceğini bavulunu hazırlarken görmüş olabilirsin, lakin o çoktan kararını vermiş, bahanesini hazırlamıştır bile. İlla gidecektir artık. Beyhudedir gitme, kal, acelen ne? vb. gibi söylenmeler. 

         İnsanın esaslı yolculuk serüveni aslında dünya gezegeni için yaptığı, sonra da çekip gittiği uzay yolculuğudur.  Kime ait olduğunu bilmediğim bir sözde şöyle denir:

“Ölüm ayrılığın en güzel bahanesidir. Ne giden suçlanır ne kalan umutlanır.” Ayrılık bu dünyadandır ve bir bahanedir işte ölüm. Gideni niye çekip gidiyorsun, beni terkediyorsun diye kimse suçlamaz. Geride kalan da ben kaldım diye umutlanmaz bu ayrılıktan. Çünkü gün gelir bu ayrılığın gideni bu sefer de o olur da ondan.

          Hz. Şemsi Tebrizi’nin ifadesiyle “ne diye böbürlenip büyükleniyorsun ki? Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil midir?” Yunus Emre ne güzel anlatır ölümü;

Bir avuç toprak biraz da suyum ben
Neyimle övüneyim işte buyum ben.     

Şemsettin ÖZKAN

12.12.2023 İNEGÖL

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-suskunduvar.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.