(Toplumsal İlişkiler 1487)
وَاِذَا تَوَلّٰى سَعٰى فِي الْاَرْضِ لِيُفْسِدَ فٖيهَا وَيُهْلِكَ الْحَرْثَ وَالنَّسْلَؕ وَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ الْفَسَادَ
“Ve bu yapmacık sözlerinden sonra, günlük yaşantısına dönüp gidince,hele bir de yönetimi ele geçirince, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli yok etmeye çalışır. Bencillik ve açgözlülüğü yüzünden, tabiatı bozacak, sağlıklı ve erdemli bir neslin yetişmesini önleyecek, verimli bir üretimi ve âdil paylaşımı baltalayacak eylemlerde bulunur. Oysa Allah, bozguncuları sevmez.” (Bakara/205)
Kime ait olduğu yazmayan bir sosyal medya paylaşımında; “yazı kışı belli olmayan yıllar geldi. Kadını erkeği belli olmayan kullar geldi. Daha doğrusu yıl azdı, kul azdı” denilmesi, değişen mevsimler üzerinden asıl değişen insanlara bir göndermedir.
Rum suresinin 41.ayeti, yukarıda söz konusu ettiğimiz fesada uğramanın (bozulmanın) insan kaynaklı olduğunu şu şekilde izah eder:
“İnsanların kendi ellerinin kazandığı (tahribat ve talanlarının yol açmasıyla, doğal ve sosyal yapıyı bozmaları) dolayısıyla, karada ve denizde (nice) fesat (bozulma) ortaya çıktı (çıkacaktır). Umulur ki, (fesatlık ve fırsatçılık yapıp doğayı tahribattan) dönerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir kısmını (felaket ve musibet olarak) kendilerine tattırmaktadır.”
Muhammed Esed bu ayeti izah ederken şunları söyler: “Günümüzde korkunç bir şekilde -üstelik henüz kısmen- ortaya çıkan doğal çevremizdeki yoğun çürüme ve tahribat, burada “insanın kendi yapıp-ettiklerinin bir sonucu”, yani insanın, kendi kendini tahrip eden -çünkü katı materyalist bir temele dayanan- teknolojik gelişmelerin ve insanlığı daha önce hayal bile edemediği ekolojik felaketlerle karşı karşıya getiren çılgınca faaliyetlerin bir sonucu olarak öngörülmüştür: Toprağın, havanın ve suyun sanayi atıkları ve şehir çöpleri yüzünden dizginlenemeyen bir şekilde kirlenmesi; bitki örtüsü ve denizlerin artan bir şekilde zehirlenip yok olması; yaygın uyuşturucu ve görünürde “faydalı” ilaç kullanımı sebebiyle insanın kendi bedeninde ortaya çıkan her türlü genetik bozukluklar ve insanlara yararlı birçok hayvan türünün giderek yok olması. Bütün bunlara, insanın sosyal hayatındaki hızlı bozulmayı ve çürümeyi, cinsel sapıklıkları, suçları ve şiddeti ve son aşamada nükleer dehşeti ilave edebiliriz: Bunların tümü, son tahlilde, insanın Allah’a ve mutlak manevî/ahlakî değerlere karşı umursamazlığının ve bunun yerine, “maddî ilerleme”yi tek önemli hedef sayan inançlara tutsaklığının bir sonucudur.”
Şemsettin ÖZKAN
22.07.2024 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com