(Toplumsal İlişkiler 1707)
فَقُولَا لَهُ قَوْلاً لَيِّناً لَعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ اَوْ يَخْشٰى
“Fakat onunla tatlı dille konuşun, hikmetle ve ibret verici güzel öğütlerle onu hakîkate dâvet edin. Tartışmak gerektiğinde, kaba ve kırıcı davranmadan, gönül incitmeden konuşarak ona ayetlerimi tebliğ edin ki, belki bu sayede öğüt alır; yâhut en azından ilâhî azaptan korkup zulüm ve haksızlık yapmaktan çekinir.” (Taha/44)
İnstagram’da Deniz Mavisi adlı kullanıcı; “tecrübe etmediğin yarayı, tercüme etmeyesin gönül! kul utanır, yara incinir” diyerek, bizi uyarıyor; “sakın ha!” yapma bunu diye.
İşin aslı da öyle değil midir gönül kırmak, çok ama çok tehlikelidir. Gönül yıkmanın Allah’ın Kabe’sini yıkmaktan daha kötü olduğu şeklindedir.
Çok üzmek, kırmak veya kaba söz ve davranışla birini üzmek anlamına gelen gönül kırmak, asla tasvip edilemeyecek hoş olmayan davranışların belki de başında gelir desek yanlış olmaz. Zira sevgili Peygamberimizin “gönül kırmak Kabe’yi yetmiş kere yıkmaktan daha büyük günahtır” hadisini bilmem hatırlatmama gerek var mı?
Gönül öyle hassastır ki, iki güzel söze kanabildiği gibi, iki acı söze de yanabilir. Anlayacağınız gönül öyle kırmaya gelmiyor. Gönülleri hep hoş tutmak, güzel sözler söylemek gerekiyor.
Gönüllerimiz kırılgan. En ufak imalı bir sözden dahi çok kolay kırılır. Herşey incelikten, lakin insan kalbi kalınlıktan yıkılıp kırılıyor. Söyleme biçimleri çok ama çok önemli. Gönül kırdıysan gönül almayı da bilmelisin. Hiç kırmasan daha iyi.
Hz. Mevlana’nın; “gönül han değil, dergahtır. Paldır küldür girip çıkılmaz günahtır” sözü, insan psikolojisinin çok hassas olduğunu bize haber verir. Neye, kime, nasıl, niçin, neden kırıldığımızı anlayamadığımızın sanki bariz bir ifadesidir bu cümle. Yani dikkatli olunması, karşı tarafı üzmememiz noktasında gayret göstermemizi ister Hz. Pir.
Bilirsiniz hanın(otelin) kapısını, gece gündüz, rastgele, günün her saatinde çalabilirsiniz. Ama ya dergaha, öyle her an girebilir misiniz? Hayır. İzin istemeniz, destur var mıdır, demeniz gerekir. İnsan gönlü de dergah gibidir. Bu yüzden öyle sıradan davranışlar sergileyip, hele hele birine ümit verip sonra da terketmeyi günah kapsamına alır Hz. Mevlana. “Bu ne böyle aymazlık?” “Paldır küldür bir gönüle girip çıkmak da, neyin necisi böyle?” diye sorgular enikonu.
Hele hele tecrübe dahi etmediğin bir yarayı, tercüme etmeye yeltenmek de neyin nesi öyle? İnsanı utandırırsın, yarayı incitirsin. Sakın ha, denemeye falan kalkma!
Şemsettin ÖZKAN
27.02.2025 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com