(Toplumsal İlişkiler 1557)
وَقَالَ نِسْوَةٌ فِي الْمَدٖينَةِ امْرَاَتُ الْعَزٖيزِ تُرَاوِدُ فَتٰيهَا عَنْ نَفْسِهٖۚ قَدْ شَغَفَهَا حُباًّؕ اِنَّا لَنَرٰيهَا فٖي ضَلَالٍ مُبٖينٍ “Şehirdeki saray çevresine mensup bazı kadınlar, kendi aralarında, “Duydunuz mu? Vezirin karısı, kölesine göz koymuş; onun aşkıyla yanıp tutuşuyormuş. Ne ayıp, âşık olmak için bula bula bir köleyi mi bulmuş? Bize öyle geliyor ki, bu kadın düpedüz sapıtmış!” diyorlardı.” (Yusuf/30)
Cahit Zarifoğlu der ki; “tarifini sorsalar… Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi… Az kalsın ölüyormuşsun gibi…” Sevginin bu kadar güzel anlatımı bilmiyorum yapılır mı?
Sevdiğine olan aşkını tıpkı bir şeyin tarifini istediklerinde ona her nazar ettiğinde, onu ilk kez görüyormuş gibiyim, anlat, anlat, bitiremem diye özetliyor üstad. Sonra da az kalsın ölüp ortadan kaybolmuşsun gibi, o eşsiz güzelliğin gibi asla bulunmazsın diye de ekliyor. Bu ne güzel anlatım be üstadım!
“Dedim ya… Oturuyordum sadece… İyi ki etrafımda kalbimi tanıyanlar yok” derken de, sevgisini zarif bir şekilde anlatır. Kırmadan, incitmeden, nazik bir şekilde tam bir beyefendi tarzıyla.
“Sevgisizliğin dayatıldığı bu coğrafyalarda aşk şiiri bile yazmak başlı başına bir baş kaldırıdır” demekle, sevginin ön plana alınmasının önemine değinir. Çünkü sevgi, insanların birbirini anlamasıdır. Huzurdur, mutluluktur, sevgiyi terennüm etmek. Aşk yoksa meşk de yoktur.
Şemsettin ÖZKAN
30.09.2024 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-1000kitap.com