(Toplumsal İlişkiler 1696)
وَلَاُضِلَّنَّهُمْ وَلَاُمَنِّيَنَّهُمْ وَلَاٰمُرَنَّهُمْ فَلَيُبَتِّكُنَّ اٰذَانَ الْاَنْعَامِ وَلَاٰمُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ اللّٰهِؕ وَمَنْ يَتَّخِذِ الشَّيْطَانَ وَلِياًّ مِنْ دُونِ اللّٰهِ فَقَدْ خَسِرَ خُسْرَاناً مُبٖيناً
“Onları saptıracağım ve boş hevesler, özlemler ile dolduracağım; ben onlara emredeceğim, onlar da (putperestçe bir kurban âdeti olarak) deve(lerin) kulaklarını kesecekler; ve ben onlara emredeceğim, onlar Allah’ın mahlukatını ifsad edecekler!” Ama Allah’ı bırakıp Şeytan’ı kendilerine rehber edinenler, kesinlikle ziyana uğrarlar.” (Nisa/119)
Zülfü Livaneli; “evren ölçeğinde kelebek ömrü kadar bile olmayan insan yaşamını, böyle gerginliklerle ziyan etmeye değer mi? Bir parça alçakgönüllülük, gündelik hırslardan birazcık arınma dünyayı cennete çevirmeye yeter: Hem size, hem başkalarına” derken, insanın hayatını ziyan etmeye, cehenneme çevirmeye olan aşinalığına, dikkatlerimizi çeker.
Her şey; “şairin dediği gibi değil midir? Ehline denk gelmeyen her şey, ziyan olur. Can da, inci mercanda.” İşin erbabına insan rast gelmezse zarardadır.
Bu yüzden her şeyde işin ehlini, o işe layık olup olmadığını, her şeyden önce tesbit etmek ivedilikle öncelememiz gereken bir konudur. Hz. Ali efendimiz; “bir insanı layık olmadığı yere koymak zulümdür” buyurur. Herkesi, herşeyi layık olduğu yere koymak gerek. Bu olmazsa gerçekten bir kaos, kargaşa daha doğrusu bir haksızlık olur. Herşey birbirine karışır. Dünya zulümhaneye dönüşür.
Zaten bu yüzden İslam’ın ortaya koyduğu yönetim modelinin temelinde de emaneti layık olana vermek yani ehline vermek vardır. Öyle ya ehliyeti olmayana araba teslim edilmez.
Hz. Mevlana der ki; “Ey İnsan! Haddini bil…Ticaret ehli değilsen, dükkan açma… Hâl ehli değilsen, ağzını açma…Büyüklerin olduğu mecliste, ahkam kesme… Körler çarşısında, ayna satma… Ehil olamıyorsan, bari edepli ol!
Gerçekten de tüm zamanların, çağların sorunu işin ehli olmayan insanlara verilmesidir. Ne çekerse insanlar ve toplumlar ehil olmayanları işin başına getirmekten çeker. Yönetim kademesinde olanların işi ehline vermemelerinden ötürü başları çok ağırır. Başlarına toplum nezdinde başarısızlık olarak hanelerine yazıldığından gelmedikleri kalmaz. Sonunda iktidardan alaşağı edilip silinip gitmelerine yol açarlar.
“Ehil olanı işe getirme” olayı, öyle yabana atılacak bir konu değil. İşin pirine işi vermezseniz toplumun dengesini bozarsınız. O işten anlamayanları getirirseniz toplumu perişan edersiniz. Hele hele işe adam değil de adama iş bulursanız hepten berbat edersiniz.
Adam ticaretten anlamıyor, dükkan açıyor, batacak kesin. Adam halden durumdan anlamıyor, habire konuşuyor da konuşuyor. Adamın derdini anlamadığı gibi, konuştukça bir dertte o ekliyor. Büyüklerin meclisinde ahkam kesiyor. Yine işin ehli değil. Körler çarşısında ayna satıyor, körler sağırları ağırlıyor. Herşey ziyan oluyor. Nedir bu ehil olmayanlardan çektiğimiz?
Şemsettin ÖZKAN
16.02.2025 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-1000kitap.com
5-suskunduvar.com