(Toplumsal İlişkiler 1563) قَالَ كَمْ لَبِثْتُمْ فِي الْاَرْضِ عَدَدَ سِنٖينَ قَالُوا لَبِثْنَا يَوْماً اَوْ بَعْضَ يَوْمٍ فَسْـَٔلِ الْعَٓادّٖينَ قَالَ اِنْ لَبِثْتُمْ اِلَّا قَلٖيلاً لَوْ اَنَّكُمْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ “Sonra Allah, uğrunda Allah’a isyan ettikleri dünya hayatının ne kadar … HER ŞEY ZAMANINDA GEREK GEÇ YAĞAN YAĞMURLARIN FAYDASI DOKUNMAZ KURUMUŞ ÇİÇEKLERE yazısını okumaya devam et
EĞER ERTELEDİĞİN ŞEY MUTLULUĞUN İSE KAYBEDECEĞİN ŞEY KOCA BİR HAYAT OLUR
(Toplumsal İlişkiler 1562) اَلَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ طُوبٰى لَهُمْ وَحُسْنُ مَاٰبٍ “İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenlere, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlara, … EĞER ERTELEDİĞİN ŞEY MUTLULUĞUN İSE KAYBEDECEĞİN ŞEY KOCA BİR HAYAT OLUR yazısını okumaya devam et
KALP HER ŞEYİN ALLAH’IN ELİNDE OLDUĞUNU ANLAYINCA SAKİNLEŞİR
(Toplumsal İlişkiler 1561) اَلَّذٖينَ اٰمَنُوا وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ بِذِكْرِ اللّٰهِؕ اَلَا بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ“Onlar, Rab’lerine yürekten iman eden ve Allah’ın öğüt ve uyarılarla dolu Zikri ve en büyük mûcizesi olan Kur’an sayesinde akılları ve kalpleri doyuma ulaşan, huzura kavuşan kimselerdir. Onlar, Kur’an’dan daha açık, daha ikna … KALP HER ŞEYİN ALLAH’IN ELİNDE OLDUĞUNU ANLAYINCA SAKİNLEŞİR yazısını okumaya devam et
ARININ KARNINDAKİ BAL İLE KUYRUĞUNDAKİ ZEHRİ BİRBİRİNE KARIŞTIRMAYAN ALLAH SENİN NASİBİNİ DE BAŞKASIYLA KARIŞTIRMAZ SABRET
(Toplumsal İlişkiler 1560) وَلَا تَتَمَنَّوْا مَا فَضَّلَ اللّٰهُ بِهٖ بَعْضَكُمْ عَلٰى بَعْضٍؕ لِلرِّجَالِ نَصٖيبٌ مِمَّا اكْتَسَبُوا وَلِلنِّسَٓاءِ نَصٖيبٌ مِمَّا اكْتَسَبْنَؕ وَسْـَٔلُوا اللّٰهَ مِنْ فَضْلِهٖؕ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلٖيماً “Allah’ın sizi, birbirinizden üstün kıldığı şeyleri … ARININ KARNINDAKİ BAL İLE KUYRUĞUNDAKİ ZEHRİ BİRBİRİNE KARIŞTIRMAYAN ALLAH SENİN NASİBİNİ DE BAŞKASIYLA KARIŞTIRMAZ SABRET yazısını okumaya devam et
SABRET Kİ HER ŞEY HİSSETTİĞİN KADAR DERİN VE SONSUZ OLSUN SABRET Kİ HER ŞEY GÖNLÜNCE OLSUN
(Toplumsal İlişkiler 1559) وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْاَمْوَالِ وَالْاَنْفُسِ وَالثَّمَرَاتِؕ وَبَشِّرِ الصَّابِرٖينَ“Andolsun, Biz sizi; biraz korkuyla (doğal ve sosyal afetler ve düşman saldırılarıyla), açlık (ve kıtlıkla) ve bir parça da mallardan, canlardan ve semerat (ürün ve … SABRET Kİ HER ŞEY HİSSETTİĞİN KADAR DERİN VE SONSUZ OLSUN SABRET Kİ HER ŞEY GÖNLÜNCE OLSUN yazısını okumaya devam et
DİNLEN EY ZARİF BİLATEDBİR ÇOK SÖZ AÇTIN BU KIRIK AKILLA NE CÜRETTİR YAPTIĞIN
(Toplumsal İlişkiler 1558) وَعِبَادُ الرَّحْمٰنِ الَّذٖينَ يَمْشُونَ عَلَى الْاَرْضِ هَوْناً وَاِذَا خَاطَبَهُمُ الْجَاهِلُونَ قَالُوا سَلَاماً“Rahman’ın (akıllı, hayırlı ve has) kulları (onlardır ki;) gezip dolaştıkları (her) yerde, (münasip ve) mütevazı yürürler. Bilgisiz (ve görgüsüz) kimseler kendilerine sataştıklarında ise onlara: “Selametle (barış ve güvenlik içinde olun)!” derler (ve geçiştirirler, … DİNLEN EY ZARİF BİLATEDBİR ÇOK SÖZ AÇTIN BU KIRIK AKILLA NE CÜRETTİR YAPTIĞIN yazısını okumaya devam et
TARİFİNİ SORSALAR HER BAKTIĞIMDA İLK DEFA GÖRÜYORMUŞUM GİBİ AZ KALSIN ÖLÜYORMUŞSUN GİBİ
(Toplumsal İlişkiler 1557) وَقَالَ نِسْوَةٌ فِي الْمَدٖينَةِ امْرَاَتُ الْعَزٖيزِ تُرَاوِدُ فَتٰيهَا عَنْ نَفْسِهٖۚ قَدْ شَغَفَهَا حُباًّؕ اِنَّا لَنَرٰيهَا فٖي ضَلَالٍ مُبٖينٍ “Şehirdeki saray çevresine mensup bazı kadınlar, kendi aralarında, “Duydunuz mu? Vezirin karısı, kölesine göz koymuş; onun aşkıyla yanıp tutuşuyormuş. Ne … TARİFİNİ SORSALAR HER BAKTIĞIMDA İLK DEFA GÖRÜYORMUŞUM GİBİ AZ KALSIN ÖLÜYORMUŞSUN GİBİ yazısını okumaya devam et
AĞUSTOS BÖCEKLERİNİN DE BİR GÖREVİ VAR EVET DURMADAN ŞARKILAR SÖYLÜYORLAR AMA AZIKSIZ KALDIKLARI YOK YİYİP İÇİYORLAR VE HİÇ DE KARINCALARLA ÇATIŞMIYORLAR
(Toplumsal İlişkiler 1556) قَالَ فَبِمَٓا اَغْوَيْتَنٖي لَاَقْعُدَنَّ لَهُمْ صِرَاطَكَ الْمُسْتَقٖيمَ ثُمَّ لَاٰتِيَنَّهُمْ مِنْ بَيْنِ اَيْدٖيهِمْ وَمِنْ خَلْفِهِمْ وَعَنْ اَيْمَانِهِمْ وَعَنْ شَمَٓائِلِهِمْ وَلَا تَجِدُ اَ كْثَرَهُمْ شَاكِرٖينَ قَالَ اخْرُجْ مِنْهَا مَذْؤُ۫ماً مَدْحُوراً لَمَنْ تَبِعَكَ مِنْهُمْ لَاَمْلَـَٔنَّ جَهَنَّمَ مِنْكُمْ … AĞUSTOS BÖCEKLERİNİN DE BİR GÖREVİ VAR EVET DURMADAN ŞARKILAR SÖYLÜYORLAR AMA AZIKSIZ KALDIKLARI YOK YİYİP İÇİYORLAR VE HİÇ DE KARINCALARLA ÇATIŞMIYORLAR yazısını okumaya devam et
DE Kİ EY CAHİLLER BANA ALLAH’TAN BAŞKASINA KULLUK ETMEMİ Mİ EMREDİYORSUNUZ?
(Toplumsal İlişkiler 1555) قُلْ اَفَغَيْرَ اللّٰهِ تَأْمُرُٓونّٖٓي اَعْبُدُ اَيُّهَا الْجَاهِلُونَ “De ki: “Ey cahiller! Siz bana Allah’tan başkasının yasalarına uyarak onlara ibadet etmemi mi emrediyorsunuz?” (Zümer(64) Mekke putperestleri, Hz. Peygamber’i atalarının dinine karşı çıkmakla suçlar ve … DE Kİ EY CAHİLLER BANA ALLAH’TAN BAŞKASINA KULLUK ETMEMİ Mİ EMREDİYORSUNUZ? yazısını okumaya devam et
YARINI İYİLEŞTİRMENİN TEK YOLU BUGÜN NEYİ YANLIŞ YAPTIĞINI BİLMEKTİR
(Toplumsal İlişkiler 1554) قَالُوا يَٓا اَبَانَا اسْتَغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَٓا اِنَّا كُنَّا خَاطِـٖٔينَ “(Çocukları da:) “Ey babamız, bizim için günahlarımızın bağışlanmasını dile. Biz gerçekten (nefsimizin şeytani dürtüleriyle büyük) hataya düşenler (ve hıyanete yönelenler) oluverdik!” deyip (kötülüklerini itiraf etmişlerdi).” (Yusuf/97) Ah şu insanoğlu yok … YARINI İYİLEŞTİRMENİN TEK YOLU BUGÜN NEYİ YANLIŞ YAPTIĞINI BİLMEKTİR yazısını okumaya devam et