ÖMÜR DEDİĞİN NE Kİ BİR YANI EKSİK KALMIŞ BİR YOL HİKAYESİ

(Toplumsal İlişkiler 550)


وَمَنْ نُعَمِّرْهُ نُنَكِّسْهُ فِي الْخَلْقِؕ اَفَلَا يَعْقِلُونَ
Biz bir kimsenin ömrünü uzatırsak, yaşlandıkça onun güç ve yeteneklerini azaltarak yaratılışını tersine çeviririz; şimdi hâlâ akıllarını kullanmayacaklar mı? Güç ve kudretin yalnızca Allah’a ait olduğunu idrâk edip O’na kul olmayacaklar mı?Yoksa onlar, bu
yüce Kitabın Muhammed’e şeytanlar tarafından ilham edilen bir söz yahut onun hayal dünyasının ürünü bir şiir olduğunu mu söylüyorlar?” (Yasin/68)

Hani TRT 2’de yayınlanan çok güzel bir program var; “ömür dediğin” diye. Gerçekten öyle dostlar, ömür dediğin ne ki? Bir yanı eksik kalmış bir yol hikayesi değil mi? Bir ay önce nerede idim? Bir hafta önce yeredeydim, şimdi nerede? Bir yanı eksik kalmış bir yol hikayesi işte. Kendi etrafında dönüş hızı yaklaşık 1670 km olan dünyamızda öyle değil mi? Uzayda yol alıp gitmiyor muyuz?

Ömür dediğiniz şey de ne ki? Bin yılda olsa bir gün kadar kısa değil mi dostlar? Alıştırırsınız bir şeye gönlünüzü ama bu sırada da tüketirsiniz ömrünüzü. Hele bir de gönül almayı bilmeyene emanet etmişseniz ömrünüzü, siz zaten yaşayan ölüsünüz. Ömür dediğiniz şey de ne ki? Bir yanı eksik kalmış bir yol hikayesi değil mi?

Sahi ömür dediğimiz şey nedir? Alvarlı Efe’nin dediği gibi değil midir; “geçer bir lahzada rüya misali ömrü insanın…” Ya da Hz. Mevlana’nın; “ ne bu dertler kalıcı, ne de bu ömür” dediği şu bel bağladığımız dünyanın gelip geçici zaman dilimi değil mi?

Yaşama veya var olma süresine, ya da hayata ömür denirken, çok hoşa gidene de, ömür deniyor. Yunus Emre; “keşke demek için bile geçtir vakit, geçti ömür bir ah ile içi dolu eyvah ile” derken, çarçabuk bitiveren hayatımızı gözler önüne serer. Öyle değil mi değerli dostlar, harcanıp gitmiyor mu bu ömür dediğimiz şey, bazen bir sevda uğruna, bazen bir ümit uğruna, bazen de bir hiç uğruna.

Ömür dediğin ne ki? Bir ezanla başlayıp, bir salayla biten bu dünyadaki masalımızın adı değil midir dostlar? Ömrü daha iyi anlamak için Sadi Şirazi’nin dediği gibi bir dereye inip suyun akışını seyretmek kafidir. Sular akar akar gider. Ömür biter biter gider. Ömrü en iyi yorumlayanlardan biri de sık sık referans aldığım gönüller sultanı Hz. Mevlana’dır.

Hz. Mevlana “Ömrün altın kesesine benzer. Geceyle gündüz de para sayan adamdır. Bilmeden anlamadan sayar durur. Nihayet kese boşalır, ay tutulur,” der. Ömür altın değildir sadece içine konulan altınları barıdıran kesedir. Ömrün geçiciliğine kuvvetli bir vurgu vardır burada. Gece ve gündüzde habire altınları sayan adam gibi habire sayar sayar, sonunda bir de bakmışsın altın kesesi boşalmıştır, ay tutulmuştur. Yani fani insanın dünya serüveni bitmiş, hayata gözlerini yummuş,karanlıklar yoldaşı olmuştur.

Şemsettin ÖZKAN

19.12.2021 KONYAALTI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-suskunduvar.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir