(Toplumsal İlişkiler 1971)

كُلُّ نَفْسٍ ذَٓائِقَةُ الْمَوْتِؕ وَاِنَّمَا تُوَفَّوْنَ اُجُورَكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ فَمَنْ زُحْزِحَ عَنِ النَّارِ وَاُدْخِلَ الْجَنَّةَ فَقَدْ فَازَ وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ
“(Mutlaka) Her nefis ölümü tadıverecektir. Kıyamet günü ise elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Yoksa, dünya hayatı (makam ve çıkar hırsı), aldatıcı meta’dan başka bir şey değildir.” (Al-i imran/185)
Yine sosyal medya paylaşımlarından birinde; “ölüm öyle bir şey ki, herkesin seni görmek için toplandığı anda, senin olmayışındır” denilmesi belki tartışılabilir ama bu dünyada ölümden başkası yalan sözü tartışılamaz. Çünkü ölüm en nihayetinde herkesin kapısını çalacaktır. Bunda hiçbir şüphe olmadığı en azından kesin.
İnsan öldüğünde evet herkes toplanıyor lakin öleni görmek için falan değil. Olsa olsa gömmek için, son görevlerini yapmak için, cenaze yakınlarına taziyelerini iletmek için vb. gibi sebeplerle öylece toplanılıyor belki de. Evet samimi olarak toplananlar elbette var. Belki ölümden ibret almak için gelen de var. Öleni sevdiği için orada olanlar da var.
Ölüm o kadar sadıktır ki, tam zamanında gelir ne eksiktir ne fazladır. Levh-i mahfuz’da ne yazılmışsa ölüm vaktimiz işte o anda gelir. En son ölüm geldiği halde yine de “erken geldi” deriz onun için. İşte “daha yaşı gençti” deriz. “Ölüm sana yakışmadı” “yapacağın daha çok işler vardı” “bizi bırakıp nereye gidiyorsun?” gibi, saçma sapan daha bir sürü buna benzercümleler kurarız da, kurarız.
Ölüm hakikatte ebediliktir. İnsanın ebediyyen varolma hayalinin gerçekleşmesidir. Sonsuzluktur, ölüm ölümsüzlüktür.
Ölüm bir yok oluş ve bitiş, asla değildir. Gerçek hayata taze bir başlangıçtır o. Bu yüzden ölümün anlamını, değerini insan iyi bilmek zorundadır. Ona göre bu dünyaya değil, ahirete yatırımlarını yapmalıdır.
Ölüm bir son olmadığına, bu dünyanın da bir imtihan yeri olduğuna göre önce bu dünyayı iyilik, güzellik, sevgi, saygı, iyi niyet, samimiyet Yaradan’a kulluk gibi daha sayamadığımız güzel hasletlerle donatmalıyız ki, ölüm gerçeğinin tam olarak bilincine varmış olabilelim.
Hasılı klasik tabiriyle, ölüm anlatılmaz yaşanır, acıları o zaman anlarsın. Ateşin dışında ısınmakla ateşin içinde yanmak aynı değildir. Kimini içten içe yakar kimini ısıtır geçer.
Ölüm ayrılığın en güzel bahanesidir. Ne giden suçlanır ne kalan umutlanır.” Ayrılık bu dünyadandır ve bir bahanedir işte ölüm. Gideni niye çekip gidiyorsun, beni terkediyorsun diye kimse suçlamaz. Geride kalan da ben kaldım diye umutlanmaz bu ayrılıktan. Çünkü gün gelir bu ayrılığın gideni bu sefer de o olur da ondan. Bu yüzden hep insan ölünce cenaze evinde toplanır bir gün insanın tanıdıkları, sevdikleri veya sevmedikleri. Ama sen o gün ilk kez adını kaybedersin cenaze olursun evinde cenaze olur. Musalla taşına tabutla getirildiğinde de kıldıkları cenazenin namazıdır. Gömdükleri de falanca filanca değil, cenazedir artık.
Şemsettin ÖZKAN
18.11.2025 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-suskunduvar.com