ÖLECEĞİZ BİR GÜN GÖMECEKLER BİR KAÇ GÜN ÖVECEKLER SONRA KALAN MALI BÖLECEKLER HATTA MEMNUN KALMAYIP SÖVECEKLER

(Toplumsal İlişkiler 1381)

كُلُّ نَفْسٍ ذَٓائِقَةُ الْمَوْتِؕ وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةًؕ وَاِلَيْنَا تُرْجَعُونَ
“Her can, mutlaka ölümü tadacaktır. Allah yolunda olmasa da, mutlaka ölecektir. Ancak, bu hayatın anlamını iyi kavradığınız takdirde, sonsuz âhiret hayatını kazanabilirsiniz: Biz sizi,
 yeteneklerinizi açığa çıkarmak ve olgunluk mertebelerinde yücelmenizi sağlamak üzere, bazen hastalık, fakirlik, deprem gibi kötülük saydığınız şeylerle ve bazen de sıhhat, zenginlik, güç, başarı gibi iyilik kabul ettiğiniz şeylerle sınayarak imtihân ediyoruz. İşte bu amaçla, bu dünyada kısacık bir hayat yaşayacak 
ve sonunda, yaptıklarınızın karşılığını görmek üzere Bize döneceksiniz.” (Enbiya/35)

Geçenlerde kime ait olduğu yine yazmayan bir sosyal medya paylaşımı çok ilgimi çekmişti, şöyle deniyordu;

“öleceğiz bir gün gömecekler, bir kaç gün övecekler. Sonra kalan malı bölecekler, hatta memnun kalmayıp sövecekler.”

            Şahsi kanaatim iyi bir gözlem sonucu cümlelere dökülen bu kelimelerin her biri ayrı bir mana ifade ediyor. İnsan için kaçınılmaz sonun edebiyat versiyonu bu kadar güzel herhalde anlatılamazdı.

            Bir insan ölünce Yunus Emre’nin ifadesiyle;

Bir garip ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar

Şöyle garip bencileyin dediği gibi geride kalanların mevtanın arkasından yaptıkları bazı işlemler vardır. Önce cenazeyi yıkamak, cenaze namazını kılmak ve defnetmektir. Bu birinci vazifesidir geride kalan çoluk çocuk, eş, dost ve arkadaşlarının. Farz-ı kifaye bir eylemdir cenaze için yapılan bu davranışlar. Cenazenin arkasından onu öven sözleri söylemek de beklenen hallerdendir. Araları iyi olmayanlar bile öleni öve öve bitiremezler. Şaşırırsınız. “Rahmetli şöyle iyiydi, böyle iyiydi” diye.
Bir Ölü Diyor ki;
Buz gibi bedenime beyaz kefeni
Ölçtüler biçtiler dost bildiklerim.
Eşim, dostum,
Kardeşlerim el ele verip.
Musallaya koydular can bildiklerim.
Kıldılar namazımı kırk saniyede,
İndirdiler mezara on saniyede.
İncecik bir kefenle kara toprağa,
Yatırdılar bedenimi dost bildiklerim.
Anladım ki eş, dost hepsi yalanmış,
bir Fatiha okuyan bırakıp kaçmış.
Kabir denen bu yer ne kadar darmış,
Yapayalnız bıraktılar can bildiklerim…
Sonra mirasçıları devreye girer. Mal bölüşme kavgaları, mal yetmedi diye bir de mevtanın arkasından sövmeler. Tıpkı Adnan Şenses’in bir mezar taşından etkilenerek bestelediği, “nasihat” adlı şarkısında söylediği gibi;

Mal bıraktın,mülk bıraktın üşüştük
Kavga ile niza ile bölüştük
Üç-beş karış toprak için dövüştük
Mezarında hüzün ile yat baba

Evlatmarım etsinler diye rahat
Satmadında geçindin kıt kanaat
Evladından sana olsun nasihat
O dünyada malın varsa sat baba.

Şemsettin ÖZKAN

07.04.2024 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-sarkisozum.gen.tr

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.