(Toplumsal İlişkiler 1905)
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَاْكُلُٓوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ اِلَّٓا اَنْ تَكُونَ تِجَارَةً عَنْ تَرَاضٍ مِنْكُمْ وَلَا تَقْتُلُٓوا اَنْفُسَكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِكُمْ رَحٖيمًا
“Ey iman edenler! Birbirinizin mallarını haksız yollarla yemeyin; ancak, karşılıklı anlaşmaya dayalı bir alışveriş, yahut hediye, miras, vasiyet, sadaka, mehir, tazminat gibi meşrû yollarla elde ettiğiniz kazançlar hariç. Bununla birlikte, ilk bakışta karşılıklı anlaşmaya dayalı bir alışveriş gibi görünen, fakat aslında, bir tarafın bilgisizliği, tecrübesizliği yahut çâresizliği sebebiyle aldatıldığı, açıkça zarara uğratıldığı ticârî ve hukukî işlemler de haksız kazanç kapsamına girer. Çünkü bir kişinin kendisine yapılan haksızlığı kabullenmesi, bunu zulüm olmaktan çıkarmaz. Bir de, haksız yere birbirinizin canına veya intihar ederek kendi canınıza kıymayın! Doğrusu Allah, size karşı son derece şefkatli ve merhametlidir. Siz de O’nun merhametine lâyık olmaya çalışın.” (Nisa/29)
Yorgun Savaşçı (1965), Devlet Ana (1967), Karılar Koğuşu (1974), gibi romanları, Göl İnsanları (1955), gibi de, öykü kitabı bulunan Türk edebiyatının üretken yazarlarından Kemal Tahir; (1910-1973) “namussuz bir yoldan, namuslu bir yere ulaşılamaz” derken, Yaşar Kemal’in İnce Memed romanındaki eşkıya karakterini övmesine bir anlam veremez. Böyle bir akılla bir yere varılamayacağını savunur.
Öyle ya, karaktersizlik, çapulculuk, soygunculuk, talan etme, yalan söyleme ne zamandan beri geçer akçe olmuştur? Niye böyle yollara sapma, harama ilişme, çarpma, çırpma, hırsızlık, rüşvet gibi namussuzluğa tevessül etmek, namuslu olmakla eşdeğer olarak algılanmaya başlanmıştır?
Oğuz Atay; “Tutunamayanlar”adlı eserinde namussuz namuslular için; “ben sadece namuslu olmakla övünen kişiyi adamdan saymıyorum. Toplumu iyiye güzele götürmek için, kendi gibi namuslu insanlarla birlikte bir çaba harcamamışsa çevresindeki uygunsuz gidişe baş kaldırmamışsa o kişi namussuzdur benim için….” cümlelerini kurar.
Ayn Rand, “Hayatın Kaynağı” adlı eserinde; “ben sadece namuslu olmakla övünen kişiyi adamdan saymıyorum. Toplumu iyiye güzele götürmek için, kendi gibi namuslu insanlarla birlikte bir çaba harcamamışsa, çevresindeki uygunsuz gidişe baş kaldırmamışsa, o kişi namussuzdur benim için” der.
Antov Çehov, Altıncı Koğuş’ta; “namussuz insanların karnı tok ve sırtı pektir; namuslu insanlarsa bir lokma ekmeğe muhtaçtır.” der.
Cemil Meriç “Bu Ülke” adlı yapıtında haklı olarak;Evladım! diye haykırır: Bu ülkede ilerici, gerici, sağcı, solcu yoktur. Namuslu insanlar ve namussuz insanlar vardır” der.
Kısacası namussuzluk içinde dine, örfe ve toplumsal yaşam biçimine ters düşen tüm aykırılıkları barındırır. Şer’an ahlaken uygun olmayan tüm söz, tutum ve davranışlar, namussuz bir yoldur. Bunlardan bir cacık olmaz. Kaosa sürükler. Hak ile batılı birbirine karıştırmamalı ki, doğru, güzel ve namuslu olanlar ayırt edilebilsin.
Şemsettin ÖZKAN
13.09.2025 ANKARA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-1000kitap.com