MODERNLEŞME TECRÜBEMİZ: YÖNLERİ BULMAK AMA KIBLEYİ KAYBETMEK

(Toplumsal İlişkiler 241)

وَلَنْ تَرْضٰى عَنْكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارٰى حَتّٰى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْۜ قُلْ اِنَّ هُدَى اللّٰهِ هُوَ الْهُدٰىۜ وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ اَهْوَٓاءَهُمْ بَعْدَ الَّذ۪ي جَٓاءَكَ مِنَ الْعِلْمِۙ مَا لَكَ مِنَ اللّٰهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَص۪يرٍ
“Yahudiler de, Hıristiyanlar da, kendi dinlerine uymadığın sürece, senden asla hoşnut olmayacaklardır. Siz Allah’ın ayetle- rine iman ettiğiniz sürece, onlar sizi hiçbir zaman benimsemeyecek, hiçbir zaman dost ve müttefik olarak görmeyeceklerdir. Uydurdukları hurâfelerle Allah’ın dinini tanınmaz hâle getiren bu zâlimlere de ki:
“Asıl doğru yol, sizin kuruntu ve iddialarınız değil, Allah’ın
gösterdiği yoldur!” Yemin olsun ki, sana bu Kur’an aracılığıyla
gerçek ilim geldikten sonra, yine de onların arzu ve heveslerine uyacak olursan, kendini Allah’ın gazâbından kurtaracak ne bir dost bulabilirsin, ne de bir yardımcı! O hâlde, son ilâhî mesaj olan Kur’an’a iman etmedikçe, hiç kimse kurtuluşa ereceğini
sanmasın! Fakat bu iman, yalnızca kuru bir iddiadan ibaret de kalmamalıdır:” (Bakara/120)

Batı bir medeniyet projesiydi. Tüm ulusları derinden etkiledi. Elbette Müslüman toplumlarda bundan fazlasıyla nasibini aldı. Batıya eklemlenme, maalesef bugün sıkıntılı bir noktaya getirdi bizi. Evet, pusulayı yönleri öğrendik öğrenmesine de, Kıble’yi kaybettik değerli dostlar!

Demek istediğimi çok iyi anladığınızı düşünüyorum.

Batılılaşmak dediğimiz şey bizim kulluk dediğimiz şeyi yok ediyor. Kulluk hayatın içindedir. Müslümanca algılama ve düşünme biçimlerinden uzağız.

Müslümanca varolma ve yaşama zeminini yitirdik. Kendi dünyamızda yaşamıyoruz. İslam nereye düşer? Avrupa neresi? Avrupa nereye düşer? İslam neresi? İçinde yaşadığımız şu çağ ve çağrı bize mi ait? Hayır bize ait değil! Dücane Cündioğlu “İslam terakkiye elbette manidir. Çünkü bir Müslümanın aklı Hiroşima”yı, Nagazaki”yi, Holokost”u yapacak ilerlemeyi reddeder,” derken mevzuyu buraya getirir. Maalesef Batıdan aldığımız tüm formlar normlarımızı yuttu. Batıya eklemlenmenin karakterini tartışmamız gerekiyor.

Biz Müslüman zihnini ve hayatını nasıl inşa edeceğiz? Müslümanca yaşam sünnet-i seniyyedir. Bugün de devam eden süreçte Müslümanlar daha önceki zaman dilimleri kadar olmasa da, hala Batıyı medenileştirmeye devam ediyor kanımca. Şu pandemi sürecinde bile, İslam Medeniyetinin temizlikte kullandığı argümanlar, karantina süreçleri gibi birçok alanda Müslümanların uygulamaları, buna en bariz örneklerdir. İslam hem toplumsallığı, hem de bireyselliği ifade eder. Yaşadığımız şu asırda, sıkıntının bir kaynağı da batının sürekli sorunlar, Müslümanların da, reaksiyon üretmeleri şeklinde düellolara sahne olmasıdır. İslam’ın ortaçağı olmadığından, problemlerin çoğu batı kaynaklıdır. Müslümanların esas sorunu; ilerleme dönemlerinde kendilerini üstünlük psikolojisine, aşırı derecede kaptırmalarından kaynaklanıyor. Batıya hep yukarıdan baktık. Batı bizden alacağını aldı, ama din adına bir gram birşey almadı bizden. Yani inançlar bazında. Onlar pagan Roma kültürü üzerin-den, vahiy kültürünün aksine, insanı tanrısallaştırdılar. Hz. İsa’nın anlattığı din bu mu? Hz. İsa Peygamber ne zaman kendini Allah’ın oğlu ilan etti? Teslis inancını putperestlerden alıp Hristiyanlığı kurdular. Sonra da insanı hayvanlaştırdılar.

Batının eğitim modellerinde bu felsefeyi geliştirmesi, akıl ve kalbi birbirinden ayırması insanı insan olmaktan da çıkarmıştır. Decartes; İnsanı konuşan hayvana, Aristo; düşünen hayvana, Platon; toplumsal hayvana,Sigmund Freud; cinsel hayvana, Karl Marx; ekonomik hayvana indirgeyerek, tüm insanlığı hayvanlaştıran, bir eğitim modelini inşa etmişlerdir. Çünkü böyle bir modelde kalabalıklar, davar gibi, hayvan gibi daha iyi idare edililebilirler diye. Fıtrattan koparılmıştır insan. Asli unsurların tamamı atılıp, arizi olanlar insanlığa monte edildiği günden beri, insanlığın içi kan ağlıyor maalesef.

Şemsettin ÖZKAN

29.01.2021 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-suskunduvar.com