KORKUNÇ BİR KURBAN BAYRAMI OLAN KIYAMET GÜNÜ İNANANLARA BAYRAM GÜNÜDÜR SENİN AŞKINA KURBAN OLDUĞUM GÜN BENİM BAYRAMIMDIR YA RAB

(Toplumsal İlişkiler 1880)

اِنَّ الَّذٖينَ يُلْحِدُونَ فٖٓي اٰيَاتِنَا لَا يَخْفَوْنَ عَلَيْنَا اَفَمَنْ يُلْقٰى فِي النَّارِ خَيْرٌ اَمْ مَنْ يَأْتٖٓي اٰمِناً يَوْمَ الْقِيٰمَةِؕ اِعْمَلُوا مَا شِئْتُمْۙ اِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصٖيرٌ 

“Âyetlerimizle ilgili ileri geri konuşup, bâtıl te’viller yapanlar, âyetlerimize dil uzatıp hakaret ederek inkâra kalkanlar, bize gizli kalmaz. Tepe taklak ateşe atılan mı, yoksa Kıyamet gününe, hesap gününe güven içinde gelen mi daha iyi durumdadır? Allah’ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun iradesinin tecellisi içinde tercihinizi isabetli kullandığınızı zannederek dilediğinizi yapın. Allah şuurlu maksatlı amellerinizi biliyor, görüyor.” (Fussilet/40)

Kıyamet… Kimilerine göre korkunç son, kimilerine göre de bayram günü. Kıyamet geçici olan bu hayatın sonu hiç bitmeyecek olan ahiretin başlangıcı. Ne derseniz deyin geliyor o gelmekte olan zaman dilimi. Yani kıyamet günü.

             Hz. Mevlana; “korkunç bir kurban bayramı olan kıyamet günü, inananlara bayram günündür. Senin aşkına kurban olduğum gün, benim bayramımdır ya Rab!” derken o gün kızaran yüzlerle, ağaran yüzler Al-i imran suresi 107-108. ayetlerde çok güzel anlatılır:

“Bir gün ki nice yüzler ağaracak, nice yüzler de kararacaktır; yüzleri kararanlara, “İman ettikten sonra kâfir mi oldunuz? Öyle ise inkâr etmiş olmanız yüzünden tadın azabı!” (denir).” 

“Yüzleri ağaranlara gelince, onlar Allah’ın rahmeti içindedirler; orada onlar ebedî kalacaklardır.” 

            Kıyamet günü inanmayanlar için korkunç bir kurban bayramıdır. Kesilen, biçilen, derisi yüzülen bir kurbanlığa benzer o gün kendini hakikati inkara şartlanmış olanlar, inanmadığı halde inanmış gözükenler. Ama Mevlana gibi ölüm gününe düğün gecesi olarak bakıp inancının gereğini tam bir ihlasla davranışa dökenler böyle değillerdir. 

            Kur’an’da anlatılan Hz. İbrahim ile oğlu İsmail’in hikayesi ne hoştur. Ne güzel samimiyettir, ne kadar candanlıktır, ne doğru dürüsttürler baba ile oğul! Ne güzel (Halil) Allah dostudurlar onlar öyle! Allah’ın rızasını hoşnutluğunu kazanmak için ne olağanüstü çabadır onlarınki öyle! Biri ta yaşı ilerlemiş bir zaman diliminde evlat sahibi olmuş onu da Allah’a kurban ediyor, diğeri ise daha çocuk, en sevdiği canını Allah için kurban ediyor. Şu kurbiyete (Allah’a yakınlaşmaya) bir bakar mısınız? Üstelik şeytanın tüm kışkırtmalarına rağmen baba ve oğul müthiş bir direnç gösteriyor. Şeytanı baba da oğul da ayrı ayrı taşlıyorlar. Özgür iradelerini şeytana satmıyorlar. İşte bayram bu dostlar bayram bu… Yani Allah’a tam bir teslimiyet. Şeksiz, şüphesiz vıdı vıdı etmeden bağlılık.  

Şemsettin ÖZKAN
19.08.2025 KONYA

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir