(Toplumsal İlişkiler 1163)
وَلَا تَتَمَنَّوْا مَا فَضَّلَ اللّٰهُ بِهٖ بَعْضَكُمْ عَلٰى بَعْضٍؕ لِلرِّجَالِ نَصٖيبٌ مِمَّا اكْتَسَبُوا وَلِلنِّسَٓاءِ نَصٖيبٌ مِمَّا اكْتَسَبْنَؕ وَسْـَٔلُوا اللّٰهَ مِنْ فَضْلِهٖؕ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلٖيماً
“Allah’ın sizi birbirinizden üstün kıldığı şeyleri özlemeyin. Erkeklere, kazandıklarından bir pay, kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. Allah’tan bol nimet isteyin. Doğrusu Allah her şeyi bilir.” (Nisa/32)
Bir sosyal medya paylaşımında; “kırk beldeden kırk nakışçı gelse hasretin söküğünü dikemez” denmesi ne kadar anlamlı değil mi? Özlemler insanı yer bitirir çünkü. Hasret dayanılmaz bir hal aldığında insanın hali nice olur?
Ama her şeye rağmen yaşayıp gidiyoruz işte. Bazen bahar tadında, bazen de kış ayazında. Biraz eksik biraz fazla, ama hep varla yok arasında. Bazen cümle alem birlikte, bazen yapayalnız içimizde. Hep ama hep sevdiklerimizi, aramızdan ayrılanları özlüyoruz.
Cahit Zarifoğlu; “seni görmek gibi bir kaygım var. Görsem sevgimden öleceğim, görmesem hasretimden” derken verdiği mesaj hasretin tırnakları mızrak olup saplanır hep içimize, yüreklerimizin ta derinliklerine.
Saat onsuzluğu beş geçse de onsuzluk hiç ama hiç geçmiyor. Sürekli yüreğimizde bir hasret ateşi kor halinde içimizde kalbimizi yaralayıp duruyor işte.
Hz. Mevlana; “seni bekleyişimin adı yok, sadece yüreğimde lal olmuş duamsın” derken hasretin, özleyişlerin sessiz oluşlarının dualara bakan yönüne dikkatleri çeker.
Cemal Süreya da; “özlemek erken saatlere alınsın, çünkü uykusuz kalıyor insan” demekle, enikonu hasretin bitmek tükenmek bilmeyen enerjisini anlamamız gerektiğini anlatır durur.
Hasılı hasretlerin süresi yoktur, sevgiliye eresi de olmayınca hele hele bazı özlemler de karşılanmıyorsa ki, karşılanmayacaktır işte biz buna hayat diyoruz.
Şemsettin ÖZKAN
02.09.2023 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com