KALP KIRMAMAK İÇİN İRADE GÖSTERDİĞİN YERDE YOL GÖSTERİCİLİK VARDIR

(Toplumsal İlişkiler 1887)

اَتَاْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ وَتَنْسَوْنَ اَنْفُسَكُمْ وَاَنْتُمْ تَتْلُونَ الْكِتَابَۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ  

“Siz insanlara iyiliği emrettiğiniz halde, kendinizi unutuyor musunuz? (Yoksa kendinizi sorumsuz mu sanıyorsunuz?) Halbuki siz, üstelik Kitabı (ve Kur’an’ı) da okuyor (Allah’ın emirlerini de biliyor)sunuz. (Buna rağmen) Hâlâ akıllanmayacak (ve yanlışınızı anlamayacak) mısınız?” (Bakara/44)

Rüzgar eken rüzgar biçer demiş atalarımız. İyilik düşünürse insan iyiliğin kapıları açılır ona. Kötülük düşünür ve yaparsa ona da şer kapıları açılır. Lakin insan iyi şeyleri planlama konusunda gereken hassasiyeti gösterir ve bu meyanda bir rota çizerse, elbette bu eyleminde yüce Yaratan’ın yardımına mazhar olacaktır. 

                 Selçuk Özkan; “kalp kırmamak için, irade gösterdiğin yerde, yol göstericilik vardır” derken, bize kalp kırmama konusunda yapacağımız tüm çaba ve çalışmalarımızda, Allah’ın rehberliğine mazhar olacağımızı anlatır. Yani iyi çığır açma, iyiliğe ön ayak olma hususunda göstereceğimiz tüm gayretler asla boşa gitmeyecektir demeye getirir sözü. Hele hele gönül yıkmama mevzusunda hepten geniş bir rehberlik hizmeti alabileceğimiz konusunda bizi teşvik eder. 

            Leyla ve Mecnun hikayesine farklı bir açıdan bakan İskender Pala üstadımız “Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk” romanında adeta tarihi bir polisiye sunuyor ve insanın ancak samimiyet, iyi niyet ve bu konudaki düşünceleriyle bir manası olduğunu söylüyor:

            “İnsanın bir niyet ve düşünce ile anlam kazandığını düşündüm. Demek ki insanlar niyetlerine göre iyi veya kötü, güzel veya çirkin olabiliyorlar, eşyaya bakış açıları da buna göre oluşuyordu. Ruhlarını şeytana satanlar ile Rahman’a adayanlar da işte bu ince çizgi ile birbirinden ayrılıyordu. Birileri zamanı çoğaltıyor, diğerleri harcayıp tüketiyordu çünkü. Birileri iyi şeylerle hayata anlam katarken diğerleri hayatın kötülüklerine tapıyordu.”

            Aristo dostluk ve iyi niyeti birbirini tamamlayan iki unsur olarak görür. Zaten Aristoteles’e göre erdemli insanlar da, dost olmalı değil midir?. İki kişi birbirlerine karşı iyi niyet besliyorlarsa, birlikte iyi şeyler yapmaya çalışıyorlarsa ve birbirlerinin yanındayken mutlu oluyorlarsa bu dostluktur. Aristotelese göre dostumuz, bize yarar sağlamalı ve bizi yararlı işlere yönlendirmelidir.

            Burada asıl unutulmaması gereken husus iyilikler yapmak, iyi düşünmek gibi sağlam sıhhatli tutum ve davranışlar kötü niyet, söz ve eylemlerle asla takas edilmeye kalkışılmamalıdır. Yani o bana kötülük yaptı, ben de ona yapacağım moduna geçilmemelidir. Sen yeter ki iyi düşün, bu konuda sana mutlaka bir kılavuzluk yapılacaktır.

              Bakınız gönlü geniş, ruhu gezginlerin: “on yedinci usulü” ne diyor:
“Esas kirlilik dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur. Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.”

Şemsettin ÖZKAN
26.08.2025 KONYA

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-1000kitap.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir