KAĞIDIN KALEMDE GÖNLÜ YOKSA NE YAZSAM BOŞ

(Toplumsal İlişkiler 1917)

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا يَحِلُّ لَكُمْ اَنْ تَرِثُوا النِّسَٓاءَ كَرْهًاۜ وَلَا تَعْضُلُوهُنَّ لِتَذْهَبُوا بِبَعْضِ مَٓا اٰتَيْتُمُوهُنَّ اِلَّٓا اَنْ يَاْتٖينَ بِفَاحِشَةٍ مُبَيِّنَةٍ وَعَاشِرُوهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ فَاِنْ كَرِهْتُمُوهُنَّ فَعَسٰٓى اَنْ تَكْرَهُوا شَيْـًٔا وَيَجْعَلَ اللّٰهُ فٖيهِ خَيْرًا كَثٖيرًا  

“Ey İnananlar! Kadınlara zorla mirasçı olmaya kalkmanız size helal değildir. Apaçık hayasızlık etmedikçe onlara verdiğinizin bir kısmını alıp götürmeniz için onları sıkıştırmayın. Onlarla güzellikle geçinin. Eğer onlardan hoşlanmıyorsanız, sabredin, hoşlanmadığınız bir şeyi Allah çok hayırlı kılmış olabilir.” (Nisa/19)

Kime ait olduğu yazmayan bir sosyal medya paylaşımında; “kağıdın kalemde gönlü yoksa, ne yazsam boş” denilmesi, cümlenin en yalın haliyle, çok güzel değil mi?

        Kağıt ve kalem, yer ve gök, kadın ve erkek, gece ve gündüz, siyah ve beyaz tüm birbirine zıt gözükenler aslında birbirini tamamlayan unsurlar değiller mi? Her ne kadar birbirine zıt gözükseler de tüm bu enstrümanlar birbirlerini destekler mahiyettedir. Zıtların uyumlu senkronizasyonu fevkalade önemlidir.

         İnsan ilişkilerinde de bu uyumu gözetmek gerekir. Bu ancak karşındakine saygı göstermekle olur. Saygı kaybolursa birliktelikler sıkıntılı olur. Burada ince bir ayrıntı var. Birbirine benzeşen ruhlar ancak birbirini çeker. Birbirine benzemeyen ruhlarsa birbirini iter. 

         Ebu Hüreyre (r.a)’den rivayet edilen bir hadiste sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: “Ruhlar toplanmış cemaatler (gibidir). Onlardan birbiriyle (önceden) tanışanlar kaynaşır, tanışmayanlar ayrılırlar.” (Buhârî, Enbiya 2; Müslim, Birr 159, (2638); Ebû Dâvud, Edeb 19, (4834)         

        “Birbirimizi görmezden gelsek, yüreğimizde selamı keser mi acaba?” sorusunu sorar Sezai Karakoç, ruhların birbirini çekmesi ve kaynaşması babında haklı olarak. Görmezden gelmekle ruhlar, yüreklerinde asla selamı sabahı kesmez, kesemez. Çünkü benzeşen ruhlar birbirini çeker. Bu olayın artı eksi kutupların birbirini çekmesiyle de alakası yoktur. Tam tersine ruhlar sahnesinde artı ve eksilerin karşılaşması ayrılık ile sonuçlanır.

         Şemsi Tebrizi’nin; “göz hoşuna gideni sever, akıl kendisini anlayanı sever ama ruh kendine benzeyenden başkasını sevmez” sözünde de insanın kendini tamamlayacağı birini bulmasına atıfta bulunur. Yani ruh ikizini bulmaktır sevmek, bir bakıma. Hani tabiri caizse eksik parçaları bulup tamamlamaktır. 

        Hz. Mevlâna; “canınla canım arasında, bundan önce bir geçmiş vardı, orada tanışmıştık biz” derken benzeşen ruhların birbirini sevdiğinden söz eder. 

        Hayata aynı pencereden bakan, birçok konuda aynı düşünen, aynı şeylere gülüp, aynı şeylere ruh eşi denir. Ruh ikizi şeklinde de kullanılan bu sözcük, duygusal, zihinsel ve ruhsal açıdan birbirini tamamlayan çiftleri tanımlar. Bu, bir anlamda gerçek aşkın tanımıdır bu.

Peki insan karşısındakinin ruh eşi olduğunu nasıl anlar?

1- Hayattan beklentileri, idealleri ve hayalleri aynıdır.
2- Birbirlerini tamamlarlar.
3- Birbirlerine ilk görüşte aşık olurlar.
4- Sadece birkaç gün ayrı kaldıklarında bile özlem duygusu onları sarar.
5- İlk bakışta ne kadar uyumlu bir çift oldukları anlaşılır.
6- Birbirlerine ölene kadar sadık kalırlar.
7- Ruh eşleri hem sevgili hem arkadaştırlar. Romantizmi  doruklarına kadar yaşarlar. Ama yan yanayken iki sıkı dostmuş gibi eğlenmesini de bilirler. 

Şemsettin ÖZKAN
25.09.2025 GÜZELYALI

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir