(Toplumsal İlişkiler 1804)
وَاِذَا سَاَلَكَ عِبَادٖي عَنّٖي فَاِنّٖي قَرٖيبٌ اُجٖيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ اِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجٖيبُوا لٖي وَلْيُؤْمِنُوا بٖي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ
“Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.” (Bakara/186)
Habire insanoğlu isyanları oynuyor. “Dua ettim de Allah vermedi” diyor. Bir acelecilik bir acelecilik ki, görsen çok önemli bir işi var zannedersin. Yahu Allah’ın katından daha üstün bir yer mi var?
Hz. Mevlana; “istedik de vermedi deme, istemeyi bilmedin, bari yalan söyleme” derken, insanın bu yarasına parmak basıyor. Yüce Yaradan’ın kapısında nasıl olunması gerektiğini bilememe sorunuyla karşılaşmanın sıkıntılarını dile getiriyor.
Divan-ı Kebirinde Hz. Mevlana; “Biz aşk kapısının halkasını tutmuş çalıyoruz. Sen ise kapıyı kilitlemişsin. Anahtarını almış gitmişsin,” der. Gerçek aşıklar aşk kapısını asla terketmezler. Sevilmek kimin hakkıydı biliyor musunuz dostlar? Sevdiği Leyla’sına mektubu ulaşsın diye 25 kuruşluk posta pulu için 2 saat Diyarbakır’da hamallık yapan Ahmet Arif’in hakkıydı.
Hz. Mevlana; “aşk aranmaz karşına çıkar. Çıktığında da coşma demek olmaz. Deniz kenarına git bakalım ve ‘ey deniz! Coşma, dalgalanma,’ de! Deniz seni dinler mi hiç?” der. Aşk kapısının halkasına tutunmak bu işte.
Yine Hz. Pir; “o kadar yakınsın ki bana, seni ben sandım. Sana o kadar yakınım ki, beni sen sandım. Sen mi bensin, ben mi senim şaşırdım kaldım,” derken aşık ve maşukun birbirine karıştığını maşukun her ne kadar kapıyı kilitleyip anahtarı alıp çekip gitse de onun kapısının halkasını her daim çalmaya bir an bile ara vermeden devam edeceğini anlatır bize.
Hz. Ali (r.a) efendimiz “Allah’ın rahmetinden ümitsiz olmak günahkar olmaktan daha tehlikelidir” buyururken Allah’ın rahmet kapılarının açık olmasına açık olduğundan şüphe edilmemesi gerektiği asıl sorunun kişinin gönül kapılarının açık olup olmadığında yattığının altını çizer.
Tirmizi’de geçen bir hadiste; “içinizden kime dua kapıları açılmışsa ona rahmet kapıları açılmış demektir” buyruluyor. Bu demek oluyor ki, insan talep edecek, yani hem de bıkmadan usanmadan Allah’a dua edecek. İnsan isteği kendisine hemen sunuluyorsa Mevla’nın lütfu, hemen sunulmuyorsa O’nun bir imtihanı olduğunun bilincine varmalıdır.
Bazen keder kader olur, bazen de kader keder olur. Anlarsan şayet rahmet olur, anlamazsan heder olur. Rahmeti iyi anlamak gerek. Alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimizi çok çok iyi anlamak gerek. Rahmetin kapısının açık olmasından şüphe etmeyesin hele sen. Gönlünün kapısını açık tut bakalım sen.
Şemsettin ÖZKAN
04.06.2025 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranvemeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com