İNSAN YÜZ YIL BİLE YAŞAMAZ AMA BİN YILIN ENDİŞESİNİ TAŞIR

(Toplumsal İlişkiler 2010)

ذَرْهُمْ يَأْكُلُوا وَيَتَمَتَّعُوا وَيُلْهِهِمُ الْاَمَلُ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ 
“Bırak onları yesinler (içsinler), yararlansınlar; emelleri onları oyalayadursun. İleride (gerçeği)bilecekler.” (Hicr/3)

Tul-i emel, insanın hiç ölmeyecekmiş gibi uzun emeller beslemesi, aşırı dünya meşgalesi içinde eylemlere imza atması demektir. Buna bir nevi hırs, tamah ve açgözlülük içinde debelenmesi de diyebiliriz. Doymak nedir bilmez insan. 

         Bir sosyal medya paylaşımında ; “insan yüzyıl bile yaşamaz, ama bin yılın endişesini taşır” denilmesi, ne kadar anlamlı değil mi? Bu doyumsuzluğu insana pahalıya mal olur. Yatırımlarını ahirete değil de bu dünyaya yapar. Habire mal biriktirir durur. Uzun uzun planlar yapar, sanki o günleri görecekmiş gibi.

         Bütün bunlar insanda iman zayıflığı ve dünya sevgisini beraberinde getirir. İnsanı yerden yere vurur. Mal kendisine  araç olarak verildiği halde onu amaç edinir. Bu yüzden de, çıkmaz yollara düşer. Asıl kalıcı yurt olan ahiretini, heba eder. 

         İnsan öyle doyumsuzdur ki, ulaşmaması gereken ne varsa onu ister. Olmaması gerekeni ister. Anlayacağınız sahip olmadığı her ne varsa, onu ister. İster de, ister durur. Sonu yok insanın bu isteklerinin. 

        Shakespeare; “sahip olmadıklarına ulaşmak için çabalarken, sahip olduklarını unuttuğun için, mutsuzsun” derken insanın mutsuzluğunun nedenini söyler. Birincisi; sahip olmadıkları için sarfedilen yoğun çaba, İkincisi de; sahip olduğu nimetlerin farkına varamamak.

        Hırs deyin, açgözlülük deyin, tatminsizlik deyin, her ne derseniz deyin, insanın bu doyumsuzluğu hasetliği, fesatlığı da beraberinde getirmiştir.

       Gore Vidal; “ne garip… Kazanmak insanlara yetmiyor. Diğerlerinin kaybettiğini de görmek istiyor…” derken, vurgulamaya çalıştığı da, nihayetinde insanın doyumsuzlukta vardığı son noktadır.  

       Hz. Mevlana der ki; “gönlünü yıkayıp arıtmamışsan habire abdest alıp durmaktan fayda bekleme!” Bütün mesele iç (kalp) temizliğidir. Kalp temiz olmayınca dış yüzünü vücudunu parıl parıl parlatsan ne yazar? Gönlü kokuşmuş, fesatlık, hasetlik dolu, nefsine kul köle olduktan sonra ağzınla kuş tutsan ne işe yarar ki? 

Şemsettin ÖZKAN
27.12.2025 KONYA

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir