(Toplumsal İlişkiler 1994)

وَمِنْ اٰيَاتِهٖٓ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجاً لِتَسْكُـنُٓوا اِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةً اِنَّ فٖي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rum/21)
Özlemek insanı çaresiz hissettirir. Bir daha sevdiğini görememek, ona sarılamamak, sesini duyamamak, sadece mezarına bakabilmek.. Bunlar kalbinizi öyle bir acıtır ki içinizdeki özlem duygusu gün geçtikçe daha da alevlenir. Bunu taşımak zordur.
Şükrü Erbaş’ın eşine olan özlemini fazlasıyla derinden hissediyorsunuz “Yaşıyoruz Sessizce” adlı kitabını okurken. Bu kitabı hayatınızın en hassas, yaralı olduğunuz dönemlerde okumanın bir ağırlığı olacak elbette. Okurken fevkalade empati duygularınız güçlenecek.
Şairin Ömür hanıma (eşi Hatice Erbaş’a) karşı olan saygısı eminim sizi de çok etkileyecek;
“Babanız içeride şiir yazıyor diye çocuklarımı sessiz ağlattım ben…” Şuna inanmak gerek, bir insanı hayatınıza alırken kararlarınıza ve yaşayışınıza saygı duyması gerektiği ne kadar çok önem arz ediyor.
Çünkü bir insanın hayatından çıktığınız vakit, arkanızdan şunu diyebilsin: “Hayatıma girdiği andan beri bana çok şey kattı, onun sayesinde kendime bakabilme fırsatı buldum.” Bunu bana bir insan yaşattı, şu an hayatta olmasa bile, dönüp arkama baktığımda tüm bunları söyleyebiliyorum.
Şükrü Erbaş’ın; “iki kişilik bir yalnızlığım, fotoğraflarının önünde. Birisi alıp götürdüğün, öteki bırakıp gittiğin” sözü, doğrusu sevgiliye duyulan özlemin sanat yönünden ilmek ilmek işlendiği bir aşk tezgahı sanki;
herkes bir gün gider…
kimi muhabbetimizden…
kimi yolumuzdan…
kimi yanımızdan…
kimi gönlümüzden…
kimi hayatımızdan…
gitmek isteyene yol çoktur…
gidenlerin yolu açık…
kalanların hayatı güzel olsun…
bize gerekli olan; yalansız bir iyilik,
incitmeyen bir güzellik
güler yüzlü doğruluktur…!
Şükrü Erbaş!ın 2016 yılında kırmızı kedi yayınevi tarafından yayınlanan şiir kitabı “Yaşıyoruz Sessizce” adlı bu kitap gerçekten okunmayı fazlasıyla hak ediyor.
Erbaş’ın kederli kalemi alır bizi, götürür içimizdeki en derinlere. bir kanatır, bir soğutur içimizi. ölüme yakın,ölümle iç içe; Hatice’ye hasret, Hatice’ye sitem.
iki kişilik bir yalnızlığım fotoğrafların önünde
birisi alıp götürdüğün, öteki bırakıp gittiğin
ayrılık dedim, kavuşma dedim
“insanın içini dökmekten vazgeçmesi” dedim.
vefasızlık, hatice
insanın büyük yalnızlığı
küçük ölümü
kendine verdiği bir eksilme cezası
canım ne kadar acıyorsa sözüm o kadar üşüyor.
seni unutacak ömrüm kalmadı
bir soğuk zamanın akşamında
dönüp yine sana başlıyorum.
Şemsettin ÖZKAN
11.12.2025 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-1000kitap.com
5-normalsozluk.com