(Toplumsal İlişkiler 1948)

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَسْـَٔلُوا عَنْ اَشْيَٓاءَ اِنْ تُبْدَ لَكُمْ تَسُؤْكُمْ وَاِنْ تَسْـَٔلُوا عَنْهَا حٖينَ يُنَزَّلُ الْقُرْاٰنُ تُبْدَ لَكُمْ عَفَا اللّٰهُ عَنْهَا وَاللّٰهُ غَفُورٌ حَلٖيمٌ
“Ey iman edenler! Size açıklandığı takdirde, sizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın. Eğer Kur’an indirilirken bunlara dair soru sorarsanız size açıklanır. (Hâlbuki) Allah onları bağışlamıştır. Allah, çok bağışlayandır, halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)” (Maide/101)
Mükemmelliyetçilik bir hastalıktır değerli dostlar! Mükemmeliyetçilik, hayatın her köşesinde mükemmeli arayanların, her detayda kusursuzluğu hedefleyenlerin yolculuğudur desek, yanlış olmaz. Bu eğilime sahip kişi yaptığı hiçbir şeyin yeterince iyi olduğunu düşünmez.
Her şeyi yeterince anlamaya çalışmak da, bir hastalıktır. Fyodor Dostoyevski’nin, “Yeraltından Notlar” kitabının bir yerinde; “her şeyi fazlasıyla anlamak, bir hastalıktır.” der ve şöyle izah eder bu tutum ve davranışı;
“Her şeyi fazlasıyla anlamak, bir olayı sadece yaşamak yerine onu zihinde binlerce parçaya ayırmaktır. Bir çiçeğin güzelliğine kapılmak yerine, onun bir gün solacağını bilmektir. Bir tebessümün sıcaklığını hissetmek yerine, altındaki olası nedenleri sorgulamaktır. Bu bakış açısı, her başlangıcın içinde kaçınılmaz bir sonu görmeye dönüşür. Bu, ilk bakışta bir derinlik, hatta bir zenginlik gibi görünse de, yaşamı dolu dolu hissetmenin önünde bir engele dönüşebilir.
Gerçek bilgelik, her şeyi çözmekte değil, bazı şeyleri olduğu gibi kabul edebilmektedir. Hayat, her detayı anlaşılması gereken bir denklem değildir. Bazen en sağlıklısı derinlemesine analiz etmekten vazgeçip, sadece hissetmek, yaşamak ve anın kendisine güvenmektir.”
Dini konularda da bir takım insanlar üstlerine vazife olmayan öyle sorular sorarlar ki gereksiz kelimesi bile bunu karşılayamaz. Bazı kimseler Hz. Peygamber’e, “Hac her yıl mı farz, yoksa ömürde bir defa mı?” “Benim babam kimdir?” “Babam cennette mi, cehennemde mi?” gibi sorular yöneltmişti. Bunun üzerine âyette, kişinin üzerine lazım olmayan, nezaket kaidelerine uymayan cevap verilirse, soru sahibinin üzülmesine yol açan sorulardan kaçınılması tavsiye edilmiştir.
Şemsettin ÖZKAN
26.10.2025 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-1000kitap.com