Çalkalanır yüreğim sevgilere,
Oysa sevgiler çarmıha gerilir,
Mezopotamya ovalarında.
Aşk yağmurları kesilirken,
Toprak yarılır aşka susuzluktan.
Putlar soyutlaşırken,
İnsanlar kentlerde kokuşur.
Bakır rengi akşamlarda
Bozkırlara at sürerim,
Kaçarım kendimden.
Saatin tik takları
Mızrak olup saplanır içime.
Magazin kokar
Köy kahvehaneleri.
Hükümetler kurulur,
Hükümetler yıkılır masalarda.
“Mihribân’ı” söyler âşıklar,
Her sazı
Ellerine aldıklarında.
Tıngır mıngır gider.
Köy otobüsleri,
Ciğerler toz cigarası sarar,
Bozuk köy yollarında.
Bireyselleşme
Toplum tarzı olur,
Yeni köy yasalarında.
İnsanlar yalnızlaşır,
Köylerde kentlerde.
Alt alta, üst üste,
Yan yana yaşarlarken.
ŞEMSETTİN ÖZKAN
(1996/ÖRNEKKÖY)
Dünden bugüne neler oldu? Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden bir hırsız için bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır. Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz, her şey yerli yerinde kalır, merkezinde… Hem de bir günden bir güne hiçbir şey aynı olmaz.