HANİ SARARDIN TÜM YARALARIMI GÖĞSÜME EKTİĞİN ÇÖLÜ KİM YEŞERTECEK

(Toplumsal İlişkiler 1944)

وَقَالَ نِسْوَةٌ فِي الْمَدٖينَةِ امْرَاَتُ الْعَزٖيزِ تُرَاوِدُ فَتٰيهَا عَنْ نَفْسِهٖۚ قَدْ شَغَفَهَا حُباًّ اِنَّا لَنَرٰيهَا فٖي ضَلَالٍ مُبٖينٍ 
“Şehirdeki saray çevresine mensup bazı kadınlar, kendi aralarında, “Duydunuz mu? Vezirin karısı, kölesine göz koymuş; onun aşkıyla yanıp tutuşuyormuş. Ne ayıp, âşık olmak için bula bula bir köleyi mi bulmuş? Bize öyle geliyor ki, bu kadın düpedüz sapıtmış!” diyorlardı.” (Yusuf/30)

Duran Şaşmaz adlı sosyal medya kullanıcısı; “hani sarardın tüm yaralarımı, göğsüme ektiğin çölü, kim yeşertecek?” diye sorması sevgiliye sitem değil de nedir? Boynu bükük bırakmalara göndermeler yapar aklı sıra. Bakalım duyabilecek mi çağdaş dünyanın sevgilileri? Ama nafile.

           Maşukun (sevgilinin) yaptığı nazdır aşığa. Aşık bu nazı çekmek zorunda. Aşık Hüdai bu hali çok güzel anlatır:

Gönül çalamazsan aşkın sazını
Ne perdeye dokun ne teli incit!
Eğer çekemezsen gülün nazını
Ne dikene dokun ne gülü incit!

Bekle dost kapısın sadık dost isen
Gönüller tamir et ehli dil isen
Sevda Sahrasında Mecnun değilsen
Ne Leyla’yı çağır ne çölü incit!

          Aslında bu sorun asırların sorunu. Sadece bugünün meselesi değil tabi ki. Ama her geçen gün pamuk ipliğine dönen sevdalara şahit olduğumuz için, bir tramvay durağında başlayıp bir sonraki tramvay durağında biten aşklar gördüğümüz için böyle söyletiyor işte bizi.

          Erkek ve kadını yeniden dizayn etmeye kalkışan çağın toplum mühendislerine söylüyorum. Mecnun’suz Leyla’nın bir kıymeti harbiyesi var mı? Kadının üstün olduğu ama mutlu olamadığı günler inşa etmekten memnun musunuz şimdi? 2019 Konya mahreçli “Leyla’nın Pencereleri” şiirimde sarılan yaraların artık sarılmadığı, göğsünde kocaman bir sahra çölü inşa eden sevgililer olduğu zaman dilimleri anlatılır: 

Leyla’nın pencereleri
Nedendir bilinmez
Sıkı sıkı kapalı bugün
Kapılar açık ardına kadar
Kaçıyor hüzün
Dalıyor sokak aralarına
Duvarlar taş kesilmiş, suskun.
Leyla’nın şehrinde
Şimdilerde yok Mecnun
Sokak aralarına karışmış ölüm
Nefisler azmış bugün
Düştüm ardına bir gölge gibi
Senelerdir
Her önüme gelene sordum
Seni şehir şehir
Leyla’nın semtinde
Pencereler sokağa düşercesine
Rüzgar değil, gece yarılar
Benim vuran pencerene
Ne zaman baksam resimlere
Geçip gitmiş yıllar
Kör sanki pencereler
Sağır bana kapılar.
Leyla’nın ülkesinde
Çöl fırtınası at kişnemesi
Pencerelerde Leyla yok
Leyla’lar dışarda kayıp şimdi
Geceyi bölen makine sesleri
Duygusuz aşklar devri
Leyla’lar mutsuz şimdi
Kırklara yedilere
Karıştı Mecnun’lar
Leyla’nın pencereleri
Hep kapalı, hep kapalı şimdi…

Şemsettin ÖZKAN
22.10.2025 GÜZELYALI

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir