(Toplumsal İlişkiler 1541)
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنْ كُنْتُمْ فٖي رَيْبٍ مِنَ الْبَعْثِ فَاِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِنْ مُضْغَةٍ مُخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِنُبَيِّنَ لَكُمْؕ وَنُقِرُّ فِي الْاَرْحَامِ مَا نَشَٓاءُ اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّى ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلاً ثُمَّ لِتَبْلُغُٓوا اَشُدَّكُمْ وَمِنْكُمْ مَنْ يُتَوَفّٰى وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ اِلٰٓى اَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِنْ بَعْدِ عِلْمٍ شَيْـٔاً وَتَرَى الْاَرْضَ هَامِدَةً فَاِذَٓا اَنْزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَٓاءَ اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَاَنْبَتَتْ مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَهٖيجٍ
“Ey insanlar, eğer tekrar diriltileceğinizden bir şüpheniz varsa;
(şunları tefekkür edin:) muhakkak Biz sizi topraktan yarattık, sonra spermden, sonra embriyodan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık. Bunu size (hangi aşamalardan bu duruma geldiğinizi hatırlatmak için) beyan ederiz. Dilediğimizi adı konmuş bir süreye kadar rahimlerde tutar ve ardından sizi bebek olarak (dünyaya) çıkartıveririz. Sonra siz yetişip, erginlik çağına gelirsiniz. Kiminizin (erkenden) canı alınır, kiminiz de bildiği şeyleri unutacak derecede ömrünün en düşük (ihtiyarlık)dönemine ulaştırılır. (Ve yine) Yeryüzünü kupkuru vaziyette (ölmüş gibi) görürsün, fakat Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman (nasıl) titreşir, kabarır ve her güzel çiftten (ürünler)bitiririz (ya, işte ahirette insanları da aynen böyle diriltiriz).” (Hac/5)
Ömür dediğin ne ki? Otur bir dere kenarına, ömrünün nasıl geçtiğini seyret. Bugün varız, yarın yokuz. Geçip gidiyor işte sayılı günlerimiz.
Rahmetli Murat Göğebakan’ın şarkısı bize ömürden bir günümüzün daha eksildiğini haber veriyor:
Zaman hancı, bulut yolcu
Şimdi gitti en son yolcu
Bitmedi mi hasret borcu?
Neredesin, ay yüzlüm?
Gece çöker, günler solar
Gözlerime yaşlar dolar
Hatıralar bende ağlar
Neredesin, ay yüzlüm?
Karakollar mı kuruldu?
Kelepçeler mi vuruldu?
Bak bugün de akşam oldu
Neredesin, ay yüzlüm?
Günün özeti ömürden bir gün daha bitti işte. Ömür dediğiniz şey de ne ki? Bin yılda olsa bir gün kadar kısa değil mi dostlar? Alıştırırsınız bir şeye gönlünüzü ama bu sırada da tüketirsiniz ömrünüzü. Hele bir de gönül almayı bilmeyene emanet etmişseniz ömrünüzü, siz zaten yaşayan ölüsünüz. Ömür dediğiniz şey de ne ki? Bir yanı eksik kalmış bir yol hikayesi değil mi?
Sahi ömür dediğimiz şey nedir? Alvarlı Efe’nin dediği gibi değil midir; “geçer bir lahzada rüya misali ömrü insanın…” Ya da Hz. Mevlana’nın; “ ne bu dertler kalıcı, ne de bu ömür” dediği şu bel bağladığımız dünyanın gelip geçici zaman dilimi değil mi?
Yaşama veya var olma süresine, ya da hayata ömür denirken, çok hoşa gidene de, ömür deniyor. Yunus Emre; “keşke demek için bile geçtir vakit, geçti ömür bir ah ile içi dolu eyvah ile” derken, çarçabuk bitiveren hayatımızı gözler önüne serer.
Şemsettin ÖZKAN
14.09.2024 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-musixmatch
4-suskunduvar.com