GÖK DUYDU DA İNSANIN ACISINI İNSAN DUYMADI İNSANIN FERYADINI

(Toplumsal İlişkiler 1767)

اِنّٖٓي اُرٖيدُ اَنْ تَبُٓوأَ بِاِثْمٖي وَاِثْمِكَ فَتَكُونَ مِنْ اَصْحَابِ النَّارِۚ وَذٰلِكَ جَزٰٓؤُا الظَّالِمٖينَ  فَطَوَّعَتْ لَهُ نَفْسُهُ قَتْلَ اَخٖيهِ فَقَتَلَهُ فَاَصْبَحَ مِنَ الْخَاسِرٖينَ  

“Bununla beraber, eğer beni öldürecek olursan, dileğim odur ki; hem benim günahlarımı, hem de kendi günahlarını yüklenesin de, cehennem halkından olasın! İşte, zâlimlerin cezası budur! O hâlde kardeşim, gel bu zulümden vazgeç!” (Maide/29)
“Ama bütün bu uyarılara rağmen, Kâbil’in gözünü kör eden kıskançlık, ihtirâs ve bencillik duyguları, onu tahrik ederek kardeşini öldürmeye sevk etti ve sonunda onu öldürdü. Böylece, dünya ve âhirette en büyük zarar ve hüsrana uğrayanlardan oldu!”(Maide/30)

Sözleri Nursel Tosun’a ait olduğunu sandığım şu şiirin güzelliğine bir bakar mısınız? Doğrusu insanın vefasızlığı bu kadar güzel anlatılamazdı:

Gök duydu da insanın acısını
İnsan duyamadı insanın feryadını…
Kuş bildi de, yanyana uçmayı,
İnsan bilemedi, insanın elinden tutmayı…
Dağ bastı da, bağrına her canlıyı,
İnsan açamadı, insana kapısını…
Nehir bildi de, denize karışmayı,
İnsan, insana karışamadı…

Ne yazık ki insan insanı anlayamadı.

             İnsan insanı anlayabiliyor mu? Hayır. İnsan insana karışabiliyor mu? Hayır. İnsan insana kapısını açıyor mu? Hayır. İnsan insanın elinden tutabiliyor mu? Hayır. Hayır, hayır insan insan olmayı becermedi bir türlü dostlar!

            Şair diyor ki; “ insan insanı ya tamamlayamadı ya da tam anlayamadı. Eksilen eksilene.” Şu yeryüzüne indiğinden beri insan en fazla kendi soyuna zulüm yapmıştır desek yalan olmaz.

           Gerek bireysel anlamda olsun gerek toplumsal manada olaylara bakalım, insan insanı kırmıştır veya insan insana kırdırılmıştır. 

           Daha insanlık tarihi, insanın insanı tamamlayamama ya da tam anlayamama veya bu eksilme işi; Kabil’in küçük kardeş Habil’i öldürmesiyle başlamıştır. Bu aynı zamanda tarih felsefesinin de başlangıcı sayılır. 

           Bu olay Hak ve batıl mücadelesinin de önünü açmıştır. Kabil öldürmeyi, kapitalizmi, isyan etmeyi, anarşiyi, kaosu, kıskançlığı hasılı batılı seçti. 

           Küçük kardeş Habil ise öldürmemeyi yani yaşatmayı, Hakça bölüşümü ve paylaşmayı, Rab’be itaatı, adaleti, sabrı, Allah’a kul olmayı, saf ve temiz olmayı, samimiyeti, içtenliği hasılı Hak’kı seçti. 

           İnsanoğlu o günden beri ya birbirini tamamlayamadı ya da tam anlayamadı. Birbirinin kuyusunu kazmakla meşgul. Çekememezlik, kıskançlık duygularıyla içi içini kemiriyor. Başkasında gördüğü bir nimet için, ben de yoksa onda da olmasın hesabında.

          Aslında insan insandan vazgeçmez azizim. İnsan insana yüklediği anlamdan vazgeçer. Ve “farkın yokmuş kimseden, ben farklı bakmışım bilmeden” der. Ve gider… İnsan insandan gider. Bu duyarsızlığı insanı bitirir azizim, bitirir…

Şemsettin ÖZKAN
28.04.2025 ANKARA

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir