GERÇEĞİ SUSTURUP YERALTINA GÖMSENİZ BİLE O BÜYÜYECEKTİR

(Toplumsal İlişkiler 1583)

لَهُ دَعْوَةُ الْحَقِّ وَالَّذٖينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِهٖ لَا يَسْتَجٖيبُونَ لَهُمْ بِشَيْءٍ اِلَّا كَبَاسِطِ كَفَّيْهِ اِلَى الْمَٓاءِ لِيَبْلُغَ فَاهُ وَمَا هُوَ بِبَالِغِهٖؕ وَمَا دُعَٓاءُ الْكَافِرٖينَ اِلَّا فٖي ضَلَالٍ 
“Bütün dua, çağrı ve arayışlar sadece O’na yöneltilmelidir veya gerçek davet yalnız O’nun için yapılır. Çünkü insanların O’nu bırakıp da yakardıkları öteki varlıklar ve güçler bu yakarışlarına hiçbir şekilde karşılık veremezler. Öyle ki, onlara yakarıp duran kimsenin durumu, ellerini suya doğru uzatıp, suyun kendisine ulaşmasını bekleyen birinin durumuna benzer. Halbuki bu durumda su asla ona ulaşamayacaktır. Bunun içindir ki, Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin yakarması, kendilerini sapıklık içinde tüketmekten başka bir sonuç getirmez.” (Rad/14)

Öyle değil mi değerli dostlar? Kötü işler gömülse de yerin dibine, bir gün çıkar insanların gözü önüne. Gerçekleri saklasanız saklasanız ne kadar saklayabilirsiniz ki?   

          “Gerçeklerin; er ya da geç bir gün, ortaya çıkma gibi kötü bir huyu vardır” demeleri, bu yüzden olsa gerek. Emile Zola; “gerçeği susturup yeraltına gömseniz bile büyüyecektir” derken, anlattığı da bu değil mi zaten?

           Nice insanlar bilirim oturdukları yerden binlerce yalan uydururlar bir gün ortaya çıkacağını düşünmeden. Hatta uydurdukları yalana inananları bile var. 

           “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” atasözünü bilmelerine rağmen, bunlar bu huylarından asla vazgeçmezler. Gerçekleri örtbas etmede de pek mahirdirler. Bilhassa medya çalışanlarından dünyada bunlardan azımsanamayacak kadar insanlar vardır. Bu yüzden bir fasık size haber getirdiğinde, onu iyi araştırın, doğruluğunu teyit edin, denilmesi boşuna değildir.

          Nietzche; “ben yalan söylemene üzülmedim, bundan sonra sana bir daha inanmayacağıma üzüldüm” derken, gerçeği örtmeye çalışmanın, insanlarda güven bunalımı meydana getirmesine kuyruklu yalanların doğruları görünce kuyruğunu kıstırıp nasıl kaçacağına işaret eder.

         Dostoyevski; “yalan öyle nüfuz etmiş ki dilimize; ‘doğruyu söylemek gerekirse’ diye, bir cümle kalıbı var” derken, insanın gerçeği saklamaya meyilli oluşunu, delillendirmeye çalışır.

          Ancak insan şunu unutuyor; gerçeği saklayıp yeraltına gömseniz bile, o büyüyecek ve tohum gibi toprağı yarıp, ortaya çıkacaktır bir gün.

Şemsettin ÖZKAN
26.10.2024 GÜZELYALI

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.