ELEŞTİRİ KALDIRACAK KADAR BÜYÜK DEĞİLSEN ÖVÜLMEYE DEĞMEYECEK KADAR KÜÇÜKSÜNDÜR

(Toplumsal İlişkiler 2009)

وَاِنَّ مِنْهُمْ لَفَرٖيقًا يَلْوُ۫نَ اَلْسِنَتَهُمْ بِالْكِتَابِ لِتَحْسَبُوهُ مِنَ الْكِتَابِ وَمَا هُوَ مِنَ الْكِتَابِۚ وَيَقُولُونَ هُوَ مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ وَمَا هُوَ مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ وَيَقُولُونَ عَلَى اللّٰهِ الْكَذِبَ وَهُمْ يَعْلَمُونَ
“Onlardan (Kitap ehlinden) bir grup var ki, Kitab’dan olmadığı hâlde Kitab’dan sanasınız diye (okudukları) Kitap’tanmış gibi dillerini eğip bükerler ve, “Bu, Allah katındandır” derler. Hâlbuki o, Allah katından değildir. Bile bile Allah’a karşı yalansöylerler.” (Al-i imran/78)

Çok enteresandır, bazıları kendilerini öve öve bitiremez, lakin en ufak bir eleştiriyi dahi kaldıramazlar. Laf çok, icraat yok cinsinden, gerçekleri de bir güzel çarpıtırlar. Sen onları dinlerken ağzın açık kalır. Şaşırırsın, bir şey diyemezsin. 

          Earl Deason; “eleştiri kaldıracak kadar büyük değilsen, övülmeye değmeyecek kadar küçüksündür” derken, insanın bu olumsuz yönüne işaret eder. İnsan, eleştiriye maalesef açık değil demeye getirir lafı. Bu yüzden de, övülecek bir tarafın yok der.

          Eleştirmek, ya da eleştirel bakış açısı deyince hep karşıyı yerden yere vurmayı anlarız nedense. Bir günden bir güne de, iğneyi başkasına çuvaldızı kendimize batırmayı layık görmeyiz. 

           Eleştiride bir insan, bir eser, ya da bir konu, doğru ve yanlış yönlerini bulup göstermek amacıyla yapılır, tenkit edilir. Hiç kimse süper değildir. Hepimizin yanlışları olabilir. Bu yanlışlar, başkaları tarafından daha iyi görüleceği için, onlar bunu bulup gösterecekler. Yoksa kendi kendimize, bunu yapmamız bizi biraz zorlar. Bu yüzden eleştirilere açık olmak gerekiyor. 

            Eleştiride en önemli sorun, eleştirenlerin üslubu, güzel ayarlayamamasından kaynaklanıyor. Yapıcı bir eleştiri yapsa belki, eleştirilen tepki vermeyecek, kuzu kuzu boynunu eğecek,  ama o buldu ya, adamın yanlışını, buldozer gibi, onu ezmeye kalkışıyor. Bu üslup hatası, maalesef insan ilişkilerinde onulmaz yaralar açıyor ve açmaya da devam ediyor. 

           Her ne olursa olsun, insan, her şeye rağmen eleştiriye açık olmalıdır. Eleştiri yaparken de, karşıdakine hakaret edip, sonra da “eleştiriye gelemiyorsun işte” diyerek, zeytinyağı gibi üste çıkmamalı insan. Evet eleştiriye sonuna kadar açığız, ama yapıcı olacak bu eleştiri. Asla hakaret içermeyecek. Hesap verme potansiyelimiz her zaman olacak insan ilişkilerinde. İlişki demek hesap vermeyi de gerektirir. Hesabı verilemeyen insan ilişkileri, işbirliği olmadığından bitmeye mahkumdur.

Şemsettin ÖZKAN
26.12.2025 KONYA

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir