EE ANLATIN BAKALIM TOPLUMUN TEMELLERİNİN ALTINI OYDUNUZ MU SUÇLULARI AKLAYIP SUÇSUZLARI MAHKUM ETTİNİZ Mİ?

(Toplumsal İlişkiler 1909)

ثُمَّ اَنْتُمْ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ تَقْتُلُونَ اَنْفُسَكُمْ وَتُخْرِجُونَ فَرٖيقًا مِنْكُمْ مِنْ دِيَارِهِمْ تَظَاهَرُونَ عَلَيْهِمْ بِالْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِۜ وَاِنْ يَاْتُوكُمْ اُسَارٰى تُفَادُوهُمْ وَهُوَ مُحَرَّمٌ عَلَيْكُمْ اِخْرَاجُهُمْۜ اَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ الْكِتَابِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍۚ فَمَا جَزَٓاءُ مَنْ يَفْعَلُ ذٰلِكَ مِنْكُمْ اِلَّا خِزْىٌ فِى الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِ يُرَدُّونَ اِلٰٓى اَشَدِّ الْعَذَابِۜ وَمَا اللّٰهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ 
“Ama işte siz, yine birbirinizi öldürüyor, kendi halkınızın bir kısmını yurtlarından sürüp çıkarıyorsunuz. Günah ve düşmanlıkta, onlara karşı diğer zâlimlerle birlik olup yardımlaşıyorsunuz. Hem Allah’ın emirlerini çiğneyip onları sürgün ediyorsunuz, hem de esir olarak elinize düştüklerinde, güya Tevrat’ın hükümlerini uygulayarak, size ödeyecekleri fidye karşılığında onları serbest bırakıyorsunuz. Oysa aynı Tevrat’a göre, onları yurtlarınızdan çıkarmanız size yasaklanmış idi.Yoksa siz, Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını işinize gelmediği için görmezlikten geliyor, inkâr mı ediyorsunuz? İçinizden böyle davrananların cezası, dünya hayatında rezil olmaktan başka nedir ki? Diriliş Gününde de onlar, en şiddetli azâba uğrayacaklar! Allah, yaptıklarınızdan hiç de habersiz değildir.” (Bakara/85)

Rus edebiyatının ünlü roman yazarı Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910) yüzyıl kadar önce “Diriliş” adlı romanında;  “ee, anlatın bakalım, toplumun temellerinin altını oydunuz mu? Suçluları aklayıp, suçsuzları mahkum ettiniz mi?” demesi adalet sistemine bir eleştiridir. İyi işlemediği görülüyor.

             Honore de Balzac da (1799-1850) ta o günlerin Fransa’sı için; “bugünkü kanunlar, büyük sineklerin delip geçtiği, küçüklerin takılıp kaldığı örümcek ağı gibidir” cümlesini kurması, suçlu ile suçsuzun birbirine karıştırıldığını çok net bir şekilde anlatmaktadır. Balzac böylelikle; “kanunlar, örümcek ağları gibidir; zayıflar, ağa yakalanır, güçlülerse ağı delip geçer.” diyerek, Fransa başta olmak üzere Avrupa hukuk sistemini acımasızca eleştirir.

             Çinliler, daha neşelidir: “Sanıkların ikisi de zenginse hâkim istifa eder. Biri zengin diğeri fakirse zengin kazanır. İkisi de fakirse adalet yerini bulur.” 

             Günümüz Avrupalısı, kendi kanunlarının en insancıl, en çağdaş olduğunu ileri sürer ve başka toplumları hakir görür. Bugünkü hukuki seviyelerine deneme yanılmayla ve milyonlarca insanı harcamakla geldiklerini hatırlamak bile istemezler.

             Adaletin tüm dünyada olduğu gibi, bizde de geciktiği, iyi işlemediğini söylemek için, kahin olmaya gerek yok. Bir savcının (Ahmet Ayvaz) tarafından kaleme alınan “Adaletin Gözyaşları” kitabı (Librum kitap/2017) bu konuda gerçekten okunmaya değer.

            Yazar; “adaletin en önemli unsuru olarak, adalette doğru olan hem hızlı hem de isabetli iş yapmak olduğunu belirtmiş.. Soruşturma ve kovuşturmaların başlıca iki temel ayağı olduğunu bunlardan biri isabetli diğeri süratli karar vermek olduğunu anlatır. 

            Kısaca adaletin tam olarak tecelli etmesi için bu iki koşulun eksiksiz yerine getirilmesi, kararın hem isabetli ve hem de zamanında verilmesi gerekmektedir.     

           Mecelle’nin 1792. Maddesi iyi bir hakimin nasıl olması gerektiğini şöyle açıklar: hakim; hakim, Fehim, müstakim, Emin, Mekin ve Metin olmalıdır. İyi bir iç denetim mekanizması oluşturulamadığı takdirde hakimler hükümeti kavramı ile izah edilmeye çalışılan bir tehlikeye yol açılabilir. 

         Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir. Pascal bu sözüyle sanki ülkemizin şu an ki durumunu izah edermiş gibi.. Bu adaletsiz çıkarcı uygulamalar ile beraber olan hukuk olmuş, hukuk kaybetmiş, mağlup olup ve ölmüştü bize El Fatiha demek kalıyordu” derken, adaletin işleyişindeki aksaklıklara göndermeler yaparak acı bir dille eleştirir. 

Şemsettin ÖZKAN
17.09.2025 ANKARA

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-1000kitap.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir