DÜRÜSTLERE DEĞER VER ONLARI ÇARPIKLARIN ÜZERİNDE TUT BÖYLELİKLE ÇARPIKLARIN DÜZELMESİNİ SAĞLAYABİLİRSİN

(Toplumsal İlişkiler 1830)

فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ وَمَنْ تَابَ مَعَكَ وَلَا تَطْغَوْا اِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصٖيرٌ  

“O hâlde, ey Peygamber ve ey İslâm toplumunun önderi!Rabb’inin yolunda hedefe doğru adım adım ilerlerken, sağa sola sapmadan, yalpalamadan yoluna devam et ve sana emredildiği gibi dosdoğru ol! Sadece sen değil, günahlarından tövbe edip senin yanında yer alan diğer Müslümanlarda böyle olsunlar! Ve sakın ilâhî yasaları ihlal ederek yâhut hak ve adâlet sınırlarını aşarak azgınlık etmeyin! Unutmayın ki Allah, yaptığınız her şeyi görmektedir.” (Hud/112)

 Dürüstlük çok lükstür öyle herkeste kolay kolay bulunmaz. Dürüstlük çok önemli ve değerli bir erdemdir. Bu yüzden onun kadrü kıymeti iyi bilinmeli.  

              Konfüçyüs; “dürüstlere değer ver, onları çarpıkların üzerinde tut. Böylelikle çarpıkların düzelmesini sağlayabilirsin” derken,dürüstlüğün yanlışların düzeltilmesinde oynadığı müthiş güce dikkatlerimizi çeker. 

             Şems-i Tebrizi; “dürüstlük bir şehirdir. Ben de o şehrin sultanı olarak görüyorum kendimi. Ve ben o şehirde kendim yaşayayım, kendim öleyim, kendim korunayım isterim” sözüyle bir insanda insanlık namına olması gereken en önemli azığa işaret eder. Öyle bir azık ki bu hava gibi, su gibi, yaşamsal bir öneme haizdir ve olmazsa olmazlarımızdandır.

            Hz. Mevlana’nın; “doğruluk Musa’nın asası gibidir, eğrilik ise sihirbazların sihrine benzer. Doğruluk ortaya çıkınca bütün eğrilikleri yutar” sözü Hak geldi, batıl zail oldu ayetini açıklar mahiyettedir sanki.

            Hakikatlerin eninde sonunda ortaya çıkma gibi bir özelliği vardır. Tıpkı güneşin ortalığı aydınlattığında, karanlığın yok olması gibi. Bırakınız, bir hakikat sizi incitsin, bir yalan sizi avutacağına. Bu sebeple de, dürüstlüğe sıkı sıkı sarılmak gerekmez mi?

            Herkes uğraşır durur doğru insanı bulayım diye, oysa kimse aynaya bakmaz, doğru insan mıyım diye. Sorun insanın bizatihi kendisinde. Başkasında gördüğü kusurlar aynaya yansıyan insanın kendi aksidir. İnsan başkasını eleştirirken kendini de eleştirir oysa. Lakin ne hikmetse bunun farkına varamaz bir türlü. 

            Ya da insan birini kıyasıya eleştirip yerden yere vururken birini o esnada kendisinde olmasa bile o eleştirdiği kötü duruma artık o da aday olmuştur. Bir gün o hatayı o da mutlaka işleyecektir. Bu işler karşılıklar esasına göre işler durur. “Pişman olacaksın günün birinde” denildiği gibi şarkıda. 

             Eğer insan gerçekten dürüstlük istiyorsa, işe öncelikle kendinden başlamalıdır. Önüne gelene doğruluk nutukları atarak değil, uygulamalı olarak insanların kendisinden doğru numuneler aldığı biri olarak işe koyulmalıdır. Herkes dürüst olmayı eğriliklerin üstünde tutmalı ki, böylelikle de çarpıkların düzelmesi de sağlanmış olsun.

Şemsettin ÖZKAN
30.06.2025 GÜZELYALI

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir