(Toplumsal İlişkiler 1950)

وَالْعَصْراِنَّ الْاِنْسَانَ لَفٖي خُسْرٍ
“Akıp giden zamana yani insanların tek sermayesi zaman birimine andolsun ki,” “Gerçekten insan hüsrandadır (zarar ve ziyandadır. Bu gaflet ve tembellik sonunda pişman ve perişan olacaktır).” (Asr/1,2)
Aziz Augustinus öyle der; “…Geçip gitmiş olmasa “geçmiş” zaman olmayacak. Bir şey gelecek olmasa gelecek zaman da olmayacak. Peki nasıl oluyor da geçmiş ve gelecek var olabiliyor? Geçmiş artık yok. Gelecek ise henüz gelmedi. Şimdiki zaman sürekli var ise bu sonsuzluk olmaz mı? ”
Bu hep böyle değil midir değerli dostlar? Dünler özlenir, yarınlar beklenir, bugünler heba edilir. İnsan nedense bu zaman konusunda aldanır durur. Halbuki geçen bir ömürdür. Bir türlü şimdiki zamanın kıymeti bilinmez.
Mehmet Çoban yukarıda geçen ayete meal verirken şöyle demiş:“İnsan gerçekten içinde bulunduğu anın kıymetini bilmiyor. İçinde bulunduğunuz an iradenizle kullanabileceğiniz andır. Kendi kararınızı verebileceğiniz andır. Geçmiş zamanı geri getirebiliyor musunuz? Gelecek için kurduğunuz hayalleri hemen gerçekleştirebiliyor musunuz? Her an, kendi gerçeğini size yaşatıyor. Geçen geçmiş, gelecek ise bilinmez. Hiç kimsenin yarını veya bir saniye sonrası garanti değil! Her an ecel kapınızı çalabilir. Hasta olmanız veya birinin gelip sizi öldürmesi gerekmez. Ecel son bulmuşsa ölüm nedenleriniz, niçinleriniz, nasıllarınız hiç önemli değil! Onun için anınızı Allah için güzel şeyler yaparak değerlendirmelisiniz. Nedense insan geçmişiyle övünür. Kötü geçen zamanlar için hayıflanır. Geleceği için olmadık hayaller kurar. Nedense içinde bulunduğu anı en güzel şekilde değerlendirme yoluna gitmez. Hâlbuki insana düşen içinde bulunduğu anı en doğru ve en iyi şekilde değerlendirmektir. Yaşadığınız anı ve geçmişi anarak, geleceğin hayalleriyle oyalanarak ne yapıyorsunuz? Siz gerçekten cahillik ediyor elinizdeki anın kıymetini bilmiyorsunuz. Artık geri getirilemeyecek büyük bir kayıptasınız.”
Çok güzel bir terapi cümlesi var bilmiyorum sizin de kulağınızı çınlattı mı o söz? Şöyle deniyordu: “Geçmiş için ağlama! GEÇTİ. Gelecek için endişelenme! HENÜZ GELMEDİ. Şu anı yaşa ve onu güzelleştir. UNUTMA arkandakini bırakana kadar önündekine ulaşamazsın.” İnsana moral aşılayan bir yaklaşım tarzı bu.
Şemsettin ÖZKAN
28.10.2025 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com