(Toplumsal İlişkiler 1926)

يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ كُلُوا مِمَّا فِى الْاَرْضِ حَلَالًا طَيِّبًا وَلَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِۜ اِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُبٖينٌ
“Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.” (Bakara/168)
Helal yüce Rabbimizin bizim için mübah kıldığı, onları yapmakta, yemekte, içmekte bir beis görmediği şeyler, haram ise bizim zararımıza olan ve O’nun hoşlanmadığı, sevmediği mübah görmediği şeyler değil midir? Şüphesiz o haramları işlemenin insana bir maliyeti olacaktır.
Hz. Mevlana; “bir lokmadan haset, hile, tuzak, gaflet ve cehil meydana geliyorsa, o haram olduğundandır” derken, işte bu tehlikeye dikkatlerimizi çekmektedir. Sen bu haramları işlersen, şunlar şunlar olacak, demeye getirir lafı Hz. Pir. Bir lokma haramdan bir şey olmaz deme.
O lokma sendeki hasetlik fesatlığın ta kendisidir, o lokma hileye hurdaya bulaşmanın tezahürüdür, o lokma gaflet, delalet hatta hıyanete kapı aralamanın sonucudur, o lokma cahil cühela hareketlerinin ta kendisidir. O haram lokmadır seni böyle perişan eden. Odur içindeki sıkıntının nedeni.
Süfyân-ı Sevrî Hazretleriʼne:
“– Efendim! Namazı birinci safta kılmanın faziletini anlatır mısınız?” dediklerinde, Hazret helal lokmaya dikkat çekerek:
“– Kardeşim! Sen ekmeğini nereden kazanıyorsun, ona bak! Kazancın helal olduktan sonra, hangi safta dilersen orada namazını kıl; bu hususta sana güçlük yoktur.” cevabını vermiştir. Bir başka vesileyle de:
“- Kişinin dindarlığı, ekmeğinin helalliği nisbetindedir” buyurmuştur.
Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz “Kul Hakkı ve Haram Lokma” adlı makalesinde şunları söylüyor:“Duaların kabulü ve sema kapılarının açılması ile helal lokma arasında bir irtibat vardır. Haramla beslenen vücud eritilmeden; boğazdan geçen lokma helal olmadan dualar makbul olmaz. Selef-i salihin haram şüphesi sebebiyle çok titizlik göstermişlerdir. Nitekim sahabeden bir topluluk Hz. Osman’ın öldürülmesinden sonra hiç bir öğün karınları tok olarak kalkmamışlardır. Çünkü Hz. Osman’ın öldürülmesinden sonra Beytülmal talan edildiğinden bu haram paralar, Medine halkının paralarına karışmıştı. Nitekim Abdullah b. Ömer, S’ad ve Üsâme. b. Zeyd bunlardandı.
İmam-ı A’zam da Bağdad’da bir koyun sürüsünün talan edilmesi üzerine on beş yıl süreyle koyun eti yememişti. Sebebi sorulduğunda: “Bir koyunun ortalama on beş yıl yaşadığını öğrendiğini bu yüzden on beş yıl süreyle aldığı etin, gasbedilen koyunların etlerinden olmaması için böyle yaptığını” söylemiştir.
Kul hakkına bulaşmış haram lokmanın yaygınlaşmasının zamanla toplumu kokuşturacağı kesindir. Nitekim: “Biz işledikleri günahlarından ötürü zalimlerden kimini kimine musallat ederiz.” (el- En’âm, 6/129) âyeti şöyle tefsir edilmiştir: Halkın amelleri fesad bulunca başlarına, yaptıkları amellere çok benzeyen idareciler koyarız. İnsanların dinleri fesada uğrayınca rızıkları da fesada uğrar.
Kul hakkı, can, mal, namus ve izzet-i nefs ile alakalı konularda olur. Can ile alakalı kul hakkı adam öldürmektir. Kul hakkı, alış-verişteki hile, aldatma, işçinin ücretini vermemek ya da geciktirmek şeklinde de olabilir. Bu tür kul hakkından tövbe edip kurtulabilmek için insan, ömrü müsait oldukça, kötülük ettiği kadar iyilik etmelidir. Hak sahibi ile helalleşmelidir. Bu mümkün olmazsa onun adına iyilik ve infakta bulunmalıdır.
Sehl’in müminde bulunması gereken helal titizliği ve haram duyarlılığı konusundaki şu sözü oldukça anlamlıdır: “Dünya kan deryası olsa müminin yiyeceği helalinden olacaktır. Sehl bu sözüyle iki şeyi kast etmiş olabilir:
1- Mümin, tevfik-i ilahi sayesinde korunacak ve bu suretle daima helalle beslenecektir.
2- Mümin, dünya malından ancak zaruret kadarını alır. Zaruret halinde yenen haram da helal olur, haram olmaktan çıkar.
Sehl’in bu sözü gibi Mevlana da keyif veren dünya lokmalarının bile insanın basiret ve ilham yolunu tıkayacağını belirterek lokma konusunda şu tavsiyede bulunmaktadır:“Dün gece ilham bize başka türlü tecelli etti. Fakat mideye bir kaç lokma girdi ve ilham yolunu kapadı. Bir lokma uğruna Lokman tabiatlı ilahi ruh nefsani gıdalara esir oldu. Şimdi Lokman devridir. Ey lokma sen çekil git! Bu ıstırap dünyasında çektiklerimiz lokma yüzündendir. Lokmayı az yiyerek can Lokman’ına batan dikeni çıkarıp attın. Aslında can Lokman’ın ayağında diken değil gölgesi bile yoktu. Fakat siz hırsa kapılmışsınız gerçeği göremiyorsunuz.” (Ş.Can, Mesnevî Terc. I, 145)
Demek ki can Lokman’ını korumak, lokmaya dikkat etmekten geçiyor. Haram şöyle dursun şüphelilerden, hatta helâlin fazlasından bile dikkatli olmak bu işin en kestirme yolu. Değilse insanın gözünü hırs bürüdü mü, değil bankaları ve devleti, dünyayı hortumlasa gözü doymayacak ve’s-selam.
Şemsettin ÖZKAN
04.10.2025 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-islamveihsan.com
5-hasankamilyilmaz.com