BİLİYOR MUSUNUZ HER ŞEYDEN HABERİM VAR AMA BAZI ŞEYLERİ BİLMEK İSTEMİYORUM

(Toplumsal İlişkiler 1828)

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثٖيراً مِنَ الظَّنِّ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضاً اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَأْكُلَ لَحْمَ اَخٖيهِ مَيْتاً فَكَرِهْتُمُوهُ وَاتَّقُوا اللّٰهَ اِنَّ اللّٰهَ تَـوَّابٌ رَحٖيمٌ  

“Ey iman edenler. Hakkında kesin bilginiz olamayan konularda, yorumlarınızla zanda bulunmaktan sakının! Unutmayın ki; zannın çoğunluğu sizi Allah’ın yolundan saptırır. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Bilin ki, Allah’ın açıkladığı konularda zan olmaz! Allah’ın bildirmediği gayp hakkında zan olmaz. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın! Birbirinizin gıybetini yapmayın! Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Kardeşinizin ölü etinden söz edince tiksindiniz değil mi? Kardeşlerinizin gıybetini yapmak kardeşinizin ölü etini yemek gibidir. Sakın biz iftira etmiyoruz gerçekleri konuşuyoruz diyerek yaptığınız gıybete bahane bulmayın! Eğer sizin konuşmalarınız kardeşinizi incitecekse, konuştuğunuz şeyler gerçek de olsa gıybettir. Kardeşlerinizle ilgili söylemeniz gereken bir şey varsa kendisine söyleyin ki yararı olsun! Allah’ın yasalarına uyun! Allah’a karşı gelmekten sakının! Bilerek veya bilmeyerek yaptığınız hatalardan dolayı Allah’a tövbe edin! Şüphesiz Allah tövbeyi çokça kabul eden ve merhamet edendir.” (Hucurat/12)

Hani bir söz vardır; “şüyu’u, vuku’undan beterdir” diye. Öyle olaylar vardır ki, o hadisenin toplumda duyulması, yaygara yapılıp konuşulması, inanın, yaşanan olayın önüne geçer. Bu durum toplumu hem gerer, hem de söylentinin bu denli yayılması, dedikodusu, kuyruklu yalanlarla katmerlenerek çoğalmasına yol açar ve bir ucu da insanlara zarar vermeye kadar gider. 

            Tolstoy; “biliyor musunuz her şeyden haberim var, ama bazı şeyleri bilmek istemiyorum” derken, birçok yaşanmış meselenin özünden haberdar olduğunu ancak bunların çoğundan rahatsızlık duyacağı için teferruta girmek istemediğini “bazı şeyleri bilmek istemiyorum” diyerek anlatmaya çalışır.

            Çünkü her şeyi bilmek, çoğu zaman insana ızdırap verir. “Her doğru her yerde söylenmez” diye bir darb-ı mesel var. Nitekim Enes bin Mâlik (r.a) şöyle buyurur:
Muâz bin Cebel (r.a) deve üstünde Rasûlullâh (s.a.v) Efendimiz’in terkisinde idi. Efendimiz (s.a.v):
«‒ Ey Muâz!» diye nidâ buyurdular. Muâz (r.a):
«‒ Lebbeyk yâ Rasûlallah ve sa’deyk: Buyur ey Allah’ın Rasûlü, emrine âmâdeyim!» dedi. Ve bu hâl üç kere vâkî oldu. Üçüncüsünde Efendimiz (s.a.v):
«‒ Hiç kimse yoktur ki kalbinden tasdîk ederek Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şahâdet etsin de, Allâh Teâlâ onu (Cehennem) ateşine harâm kılmasın!» buyurdular. Muâz (r.a):
«‒ Yâ Rasûlallah, bunu insanlara haber vereyim de sevinsinler mi?» dedi. Allah Rasûlü (s.a.v):
«‒ Hayır, söyleme! Çünkü (buna) güvenirler.» buyurdular.

Muâz bin Cebel (r.a) vefâtı esnâsında, (ilmi gizlediği için)  günaha düşerim korkusuyla bunu etrafındakilere haber verdi. (Buhari, ilim, 49)
Bu hadis bize şunu anlatır: Bazen, insanlar eksik veya yanlış anlar da, daha kötü bir düşünceye kapılırlar diye kişi yapmak veya söylemek istediği bazı şeyleri terk etmelidir. Bazı şeyler de ehline söylenir, onu tam olarak anlaması zor görünen insanlardan gizlenir. Hz. Ali (r.a) şöyle buyurmuştur: “İnsanlara anlayabilecekleri şekilde konuşunuz! Allah ve Rasûlü’nün yalanlanmasını ister misiniz!” (Buhârî, İlim, 49)
İnsanların kafasını karıştıracak ve anlamakta zorlanacakları şekilde konuşulunca, bazen bilmeden Allah ve Rasûlü’nden gelen hakîkatlerin yalanlanmasına sebep olunabilir.
İlmin bir kısmını, hâfızası kuvvetli, anlayışı sağlam insanlara öğretmelidir. Ehil olmayan, anlayışının kıtlığı sebebiyle ruhsat yoluna ve tembelliğe düşmesinden korkulan talebeye lâtîf mânâlar öğretilmemelidir. Bu büyük bir israf ve mefsedet olur.  Maslahat ile mefsedet karşı karşıya geldiğinde daha mühim olanı yapmalıdır. Bir maslahatı elde ederken ondan daha büyük bir mefsedetle karşılaşılacaksa maslahat terk edilir. Şer’î emirler bunun hâricindedir.

Şemsettin ÖZKAN
28.06.2025 GÜZELYALI

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-islamveihsan.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir