ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKARMIŞ BAĞRIMA DÜŞÜNCE ANLADIM

(Toplumsal ilişkiler 2011)

وَقَالَ نِسْوَةٌ فِي الْمَدٖينَةِ امْرَاَتُ الْعَزٖيزِ تُرَاوِدُ فَتٰيهَا عَنْ نَفْسِهٖۚ قَدْ شَغَفَهَا حُباًّ اِنَّا لَنَرٰيهَا فٖي ضَلَالٍ مُبٖينٍ 
“Şehirde birtakım kadınlar, “Aziz’in karısı, (hizmetçisi olan) delikanlısından murad almak istemiş. Ona olan aşkı yüreğine işlemiş. Şüphesiz biz onu açık bir sapıklık içinde görüyoruz” dediler.” (Yusuf/30)

Kahveli gezgin adlı sosyal medya kullanıcısı; “ateş düştüğü yeri yakarmış, bağrıma düşünce anladım” sözüyle aşkı en yalın haliyle ne güzel anlatmış öyle!

            Belki de en çok söz konusu edindiğimiz mevzuların başında geliyor aşk. Geçenlerde birisi; “ne çok bu ayeti yazıyorsun?” demişti. Bu fakir de; “en çok önüme gelen bu konu, Kur’an’da da, böyle bir ayet olunca, bir daha, bir daha yazıyorum, belki bundan sonra da yazacağım, kimbilir?” demiştim. Aha yine geldi, yine yazıyorum, duyurulur.

            İnsanlar Leyla’dan bahsedince aşkı basit görürler. Sorun olarak gördüğüm tam da burası. Leyla aşkın tecelli ettiği yerdir lakin aşkın kendisi değildir. Mevla’ya giden yol Leyla’dan geçer. Mevla kendisine gelmesini ister lakin Leyla’sını alıp gelmesini ister insandan. Leyla’sız yollar çetindir, yamandır, çetrefillidir. Leyla’sız Mevla bulunmaz. Zira Leyla’ya duyulan aşkın kaynağı da Mevladır. Çünkü Mevla aşkı tüm sevgilerin ana kaynağıdır. 

           Hz. Mevlana; “aşksız olma ki, ölü olmayasın. Aşk ile öl ki, diri kalasın” derken, tam olarak vurguladığı da şudur: “Aşk hayatın merkezindedir.” Varlık âlemi aşkla vardır, aşkla döner tüm evren, galaksiler, gezegenler. Güneş, ay ve yıldızlar aşkla bir yörüngede yüzerler.

           Peki, aşk nedir? Böyle bir suâle Hazret-i Mevlânâ’nın cevabı;“Aşkın ne olduğunu bilmek istiyorsan, benim gibi ol!” şeklindedir. Çünkü aşk, anlatılınca anlaşılacak bir bilgi değil, yaşanınca kavranacak bir hakikattir. Yaşamaksa, takvâ ölçüleri içerisinde olduğu gün, aşkın sırları açılmaya başlar. 

           Osho’nun “Martıları Seven Adam” kitabında şu güzel cümleler geçer; “Aşk, karşındaki ile bütünleşmeye hazır olduğun anlamına gelir. Bu bir ölümdür, en anlamlı ölüm, içine düşebileceğin en derin boşluk ve düşmeye de devam edersin. Bunun sonu yoktur, dibi yoktur, sonsuza dek diğerinin içine düşersin. Asla bitmez.

           Sevmek, sevdiğinin büyüklüğü karşısında kendini kaybetmek anlamına gelir. Aşk teslimiyettir, hem de koşulsuz; çünkü eğer bir koşul bile olursa o zaman sen önem kazanırsın, karşındaki değil; merkezde sen olursun, o değil. Eğer merkezde sen varsan diğer kişi sadece bir araca dönüşür. Sen onu kullanıyor, sömürüyor, onun sayesinde tatmine erişiyor olursun, yani hedef sensindir. Ve aşk der ki, diğerini amaç haline getir, ve eri, ve birleş. Bu ölüme ait bir fenomen, bir ölüm sürecidir. İnsanlar işte bu nedenle aşktan korkarlar. Hakkında konuşabilir, şarkılar söyleyebilirsin, ama aslında ondan korkarsın. Asla aşka bulaşmazsın.” 

          Evet ateş düştüğü yeri yakar, insan bağrına düşünce bunu anlar. Çünkü sevgi aşk boyutuna geçince, o kadar büyür ki içimizde, durmayıp dışarıya taşıp, kanatlanır adeta. Belli bir düzeyde ilerler ve sevdiğimiz insana çarpıp, orada durur. Bizi gidişinden fazla etkilemesinin sebebi de, kendimizden çıktığının, o an farkına varamadığımızdandır. 

Şemsettin ÖZKAN
28.12.2025 KONYA

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir