(Toplumsal İlişkiler 1999)

وَاِذْ قُلْنَا لِلْمَلٰٓئِكَةِ اسْجُدُوا لِاٰدَمَ فَسَجَدُٓوا اِلَّٓا اِبْلٖيسَۜ اَبٰى وَاسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِرٖينَ
“Hani meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu.” (Bakara/34)
Maddi yönden zenginliği ve şehvetlerini tabu haline getirenlerin davranışlarını hiç gözlemlediniz mi? Ne kadar da kibirliler, bir hava caka satıyorlar öyle? Ne kadar da öfkeyle, hınçla dolu kin kusuyorlar öyle?
Hz. Mevlana; “kibrin ve kinin başlangıcı; şehvetten, yani zenginliğe ve dünyevi isteklere duyulan aşırı sevgidendir” derken, işaret ettiği tipler de, tam olarak bunlardır. Böyle kibirli ve kinle dolu olmalarının sebebini şehvet ve zenginliğe bağlaması asla tesadüf değildir.
Zira İblis, cennette meleklerle beraber statüsü yüksek bir varlık değil miydi? Neden Rabbinin emrine karşı geldi? Kibrinden, böbürlenmesinden, kininden, öcünden ötürü değil mi? “Ben ateşten yaratıldım, Adem’i ise topraktan yarattın, ben ondan üstünüm” diye büyüklenmeye kalkışarak ve öfke, kin kusarak, Rabbinin istediği saygı ile Hz. Adem’e selamlama davranışını yapmayarak. Neydi onu böyle yapmaya iten? Aşksızlığı yani şehvetine kurban olması, melekler arasında mertebe, ilim zenginliğine çok fazla güvenerek, havalara girmesi değil miydi? Hesap ediniz, Rabbine karşı gelmek ne demektir? Yanlış yaptım demek de yok. Ezbere burnunun dikine gitmekten başka bir yaptığı yok. Ben bilirim havası ve kibir ve şehvet, gösteririm ben ona havaları.
Şems-i Tebrizi; “Allah’a ulaşmanın önünde dört engel vardır der ve bunları şöyle sıralar:
1-Şehvet
2-Çok yemek
3-Mal ve makam
4-Gurur ve kibir.”
Şehvet; kişisel ve cinsel ihtiyaçlara yönelik isteklerin tümüne verilen ad olsa da, kişisel duygulardan ziyade, cinsel ihtiyaçlara yönelik istek ve arzular kast edilir daha çok. Erkek ve dişinin, birbirine karşı duyduğu güçlü cinsel istek için de, bu tabir sıkça kullanılır. İnsan şehvetine uydu mu, artık her türlü kötülüğü yapmaya adaydır. Allah’a ulaşmanın önünde en büyük düşmandır o, kötülüğü emreden o nefsin (nefs-i emmarenin) birinci katığıdır. İnsanı kibirlendirir de, öfkeyle hınçla dolu, her türlü eyleme sürükler de.
Gurur ve kibire kapılmak da insanın Allah’a ulaşmasında en büyük engellerden biridir. Bunların en azılılarında dert de olmaz. Kendilerini her yönden müstağni yeterli görür bu tipler. Firavun öyle bir kibir ve gurura kapılmıştı ki “ben sizin en yüce Rabbinizim” diyordu. Gözü hiçbir şeyi görmüyordu. Bu adam nasıl Allah’ı nasıl bulacak? Kendini Tanrı ilan etmiş kibir ve gururundan burnundan kıl aldırmıyor. Allah’a ulaşmanın önündeki her engel, insanın başına beladır. Neden olan faktörler de, şehvetten dünyayı adeta taparcasına sevmekten ileri gelir.
Şemsettin ÖZKAN
16.12.2025 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com