(Toplumsal İlişkiler 1882)
يَحْسَبُ اَنَّ مَالَـهُٓ اَخْلَدَهُ
“(Zavallı) Gerçekten malının kendisini ebedi kılacağını sanmaktadır.” (Hümeze/3)
Bir şeyi sanmak, zannetmek lakin sonuçta derin bir hayal kırıklığına uğramak ne kötü bir durum değil mi? Tam bir sükutu hayal (düş kırıklığı) hali bir insanın yaşayabileceği üzgün oluşun doruk noktası.
Nazım Hikmet; “söyleyecek ne kadar güzel sözlerim vardı insanlara, bana hiçbirini söyletmediler” derken, uğradığı o düş kırıklıklarını anlatır bize. Alın size şarkı sözlerine inmiş o şarkı sözlerinden kesitler;
“ Ah bir bakana bir gülene bir sorana bir sevene aldandım vah çekene vah bir kuru güle vaatlere saatlerce inandım bak gülene bak bir haine o zalime gitti gönül pişmanım dokunsanız ağlarım dostlar.”
Hele besteci ve söz yazarı Nev’in (Nevzat Doğansoy) sükut-u hayal sözleri tamamen düş kırıklıkları üzerine söylenmiş sanki;
Ne başlayabildik doğru dürüst ne de bitirebildik
Ne vazgeçebildim,bilirsin beni,ne de anlatabildim
Ah bu aşk iflah etmez beni
Onunsa umrunda değil,biliyorum
Zamansen diyorlar çaresi
Geç de nasıl geçersen,geç bildiğin gibi
Ah şu gönlüm hiç kimseyi böyle sevmedi
Hiç kimseye böylesine yenilmedi
Ne yapsam ne söylesem de değişmedi
Ama al dedim,vur demedim ki
Ayakta hislerim,dilimde düğümler
Söz geçmiyor ki kendime
Mecalim yok anlat diyorsun ya
Bendeki usul kıyameti
Hani birisi daha çok sever ya
Bizimkisi o misal
Meğer o vefasız çoktan gitmiş
Gel de anlat kendine,gel de anlat ellere
Ah şu gönlüm hiç kimseyi böyle sevmedi
Hiç kimseye böylesine yenilmedi
Ne yapsam ne söylesem de değişmedi
Ama al dedim,vur demedim ki
Kırılmış gururum hiç aman vermiyor ne söylese haklı
İşin aslı bende saklı.
Sabahattin Ali, “Kürk Mantolu Madonna” eserinde yanlış olmaktan değil de yalnız olmaktan korktukları için insanları yerden yere vururken, düş kırıklığı yaşadıklarını anlatır:
“Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar. Halbuki mümkün olanla kanaat etseler, hayallerindekini hakikat zannetmekten vazgeçseler bu böyle olmaz. Herkes tabii olanı ka bul eder, ortada ne hayal sükutu, ne inkisar (gönlü kırılma, gücenme) kalır. Bu halimizle hepimiz acınmaya layıkız; ama kendi kendimize acımalıyız. Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını biz den daha zavallı görmeye hakkımız yoktur …” (s.89)
Hep kandırılmak, aldanmak… Bir duvar yazısında belirtildiği gibi; “uyusak rüyalar kandırıyor, uyansak insanlar…”
Şemsettin ÖZKAN
21.08.2025 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-genius.com
5-1000kitap.com