KENDİMDEN YORULDUĞUM GÜNLERDEYİM

(Toplumsal İlişkiler 307)


اَللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ مِنْ ضَعْفٍ ثُمَّ جَعَلَ مِنْ بَعْدِ ضَعْفٍ قُوَّةً ثُمَّ جَعَلَ مِنْ بَعْدِ قُوَّةٍ ضَعْفاً وَشَيْبَةًۜ يَخْلُقُ مَا يَشَٓاءُۚ وَهُوَ الْعَل۪يمُ الْقَد۪يرُ
O Allah ki, sizi son derece âciz ve güçsüz bir bebek olarak yarattı; bu güçsüzlüğün ardından, size kuvvet bahşetti ve bu kuvvetin ardından da, size tekrar zayıflık ve ihtiyarlık verdi. 
Allah, dilediğini dilediği gibi yaratır. Çünkü O, sonsuz ilim ve
kudret sahibidir. Dolayısıyla, sizi yeniden diriltmeye de elbette gücü yeter:” (Rum/54)

İnsan doğar, büyür, yaşlanır ve ölür. Ne zaman biteceği belli olmayan şu hayatın sonunda karşılaşacağımız kaçınılmaz son insanın kendinden yorulduğu gündür. İnsan yaşlanmaya görsün artık herşeyden yorulup, bezgin hissettiği günlerdedir kendini. Herşey batar içine. Yaşama sevincini kaybeder. Ah şu bir de yalnızlığı yok mu kemik olur batar durur ne yana dönse.

Cahit Zarifoğlu; “kendimden yorulduğum günlerdeyim,” derken tam olarak ifade etmeye çalıştığı da budur. Herşeyin çekilmez bir hal aldığı zamanlardır artık. Dudağında da güftesi Yahya Kemal Beyatlı’ya, bestesi Münir Nurettin Selçuk’a ait Segah şarkı vardır:

Ah, dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç
Bu son fasıldır, ey ömrüm, nasıl geçersen geç
Bu son fasıldır, ey ömrüm, nasıl geçersen geç

Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile
Avunmak istemeyiz böyle bir teselli ile

Ah, geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece
Guruba karşı bu son bahçelerde keyfince

Sosyal ilişkilerden belki yorulursun ara verirsin, işinden yorulunca istifa edersin. Okul boğucu geldiğinde asarsın dersleri, bir kenara atarsın. Ailen, çevren, eş ve dostun boğucu geldiğinde uzaklaşırsın bir süre. Ruhunu dinlersin fakat iş kendine gelince bunların hiçbiri mümkün değildir. Kendini bırakıp gidemez, kendine hadi ordan diyemezsin. Beyhude bir çabadır çünkü gölgeni de terkedemezsin. Çünkü kendinden yorulduğun günlerdesindir de ondan.

Yorulmak, elini kaldıracak takatinin olmamasıdır ve yapılacaklar listesinde, yer alanların aslında olmak için olanlar olmasıdır. Kendinden yorulduğun günlerde olman demek; yaşamı sürdürme eyleminde yaptıklarının mutlu etmemesi sana istediğin tatmini vermemesi, başka birşeyi demen ama ne olduğunu kestirememen suçlayamaman suçlanacak kişiyi bulamaman sebebin sen olduğunu işin sen de bittiğini tekrar tekrar görmen ama kaçacak deliği görememendir.

Kendinden yoruldun demek; “yeter artık suçlu aramana gerek yok, suçlu benim,” demektir. Kendinle yüzleşmen demektir. Nefis muhasebesi yapmak demektir. İğneyi başkasına çuvaldızı kendine batırmak demektir. Zevklerin hazların kaybolması demektir. Herşeyden kaçmak demektir.

Kendinden yorulduğu günleri anlatan en güzel eserlerden biri de Mazlum Çimen’in “sen benden gitti gideli” adlı eseridir:

Öyle ağırım ki kendime
Sen benden gittin gideli
Tenim küs olmuş tenime
Sen benden gittin gideli

Öyle bıkmışım ki kendimden
Kurudum düştüm dalımdan
Sanki ruhum çıktı canımdan
Sen benden gittin gideli

Bir cefam var idi bin oldu
Aktı gözüm yaşı sel oldu
Yaz baharım döndü kış oldu
Sen benden gittin gideli

Şemsettin ÖZKAN

04.04.2021 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-google.com

4-eksisozluk.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir